tag:blogger.com,1999:blog-12750723349796745842024-03-13T06:38:31.546-07:00okudum tavsiye ederimKitap severlerin buluştuğu bu adreste,
"Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı bilir?" tartışmasının uzağında, kitap sayfalarının arasında yolculuğa çıkan, aklın ve erdemli olmanın üstünlüğüne inananları bloğuma bekliyorum. Lütfen yorumlarınızı ve paylaşımlarınızı eksik etmeyin.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.comBlogger113125tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-28099093097264337452016-10-07T01:54:00.001-07:002016-10-07T01:54:19.934-07:00ARKADAŞ ISLIKLARI / ORHAN KEMAL<b id="docs-internal-guid-897eb654-9e54-245e-38d6-e4c7f6a2ba26" style="font-weight: normal;"><div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">ARKADAŞ ISLIKLARI / ORHAN KEMAL </span></div>
<br /><br />
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJ7YYdRP5YvyJa7cHfoBqv1R_Pq-wmLQ8i8y3BIEpygh7GRpSbsSGipEEgQYtncsbbmkjeWayKv1F3KY94IeGzqw6lgVGbogrDfxVirs-IiDdqZkWeGZPyfWwGA4Ha4IF3oN8gezFZEZRE/s1600/20161007_111938.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJ7YYdRP5YvyJa7cHfoBqv1R_Pq-wmLQ8i8y3BIEpygh7GRpSbsSGipEEgQYtncsbbmkjeWayKv1F3KY94IeGzqw6lgVGbogrDfxVirs-IiDdqZkWeGZPyfWwGA4Ha4IF3oN8gezFZEZRE/s400/20161007_111938.jpg" width="300" /></a></div>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Bu aralar bütçe kısıtlaması uyguluyorum kendi kendime. Bu kısıtlamadan elbette kitap alışverişlerimde etkileniyor. Çok kitabım var. Maalesef kitaplık için de evimde küçük bir alanım var. Dolayısıyla elimde seçili eserler kalsın istiyorum. Benim okuduklarımı bir çok insan da okusun istiyorum. O nedenle kitaplığımı boşaltınca mümkün olduğunca çok kişinin ulaşabileceği kütüphanelere kitaplarımı bağışlıyorum. Bu arada alıp okumadığım, araya başka kitaplar girdiği için yarım kalan sırada bekleyen eserler var. İnanın kitap sitelerine bile girmiyorum. Onun yerine fırsat buldukça kütüphaneye gidiyorum. Şu anda elimde kütüphaneden ödünç aldığım SEFİLLER var mesala. İş bankası yayınlarından, 5 cilt olarak basılan orjinalini okuyorum. 3.ciltteyim ve muhteşem duygular içindeyim. Yüzyıllar geçmesine rağmen bu kadar etkileyici yazabilmek nasıl bir şey onu düşünüyorum. İkinci cilt tamamlandığında ben bir türlü kütüphaneye gitme fırsatı bulamadım o arada da elim & gözüm boş kalmasın diye <a href="http://www.kitapyurdu.com/kitap/arkadas-isliklari/104022.html&filter_name=arkadaş%20ıslıkları" target="_blank">ARKADAŞ ISLIKLARINA</a> başladım. Epeydir sırasını bekliyordu. </span></div>
<br /><br />
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Taze bitti…</span></div>
<br /><br />
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><a href="http://www.orhankemal.org/" target="_blank">Orhan Kemal’dan</a> bir roman daha kitaplığımda okunmuşlar rafında yerini aldı. Diyalog yoğun bir roman okudum. Açıkcası benim tarzım değil. Senaryo okuyormuş gibi oluyorum. Ama okurken yazarın hayat hikayesini de bildiğim için romanı arkası yarın tarzında yazdığını sonra birleştirdiğini düşündüm. Çok kolay senoryalaştırılabilecek bir eser aynı zamanda. Karakter çok canlı. Döneminin insanını, mahallelerini, insan ilişkilerini başarılı bir şekilde aktarıyor. Hayatını sorumsuzluk içinde yaşayan, arkadaş ıslıklarıyla tasasız sokaklara koşup sabahlayan bir bıçkın bir delikanlının çok genç yaşta bir kızı sevmesi ve okulu bırakması üzerine kurulu hikaye. Kızı vermiyorlar çünkü önceden varlıklı ama babası ölünce ekonomik olarak sıkıntıda olan bir ailesi var delikanlının. Bir de oğlanın işsiz güçsüz serseri halleri var. Tam kızdan vazgeçip aşkını kalbine gömecekken bu defa kız kaçıyor oğlana ve hikaye başlıyor. Evlenmeden oradan oraya sığınarak hayatlarını sürdürmeye çalışırken kız çalışmak istiyor, hatta gel fabrikada birlikte çalışalım diyor ama oğlan fabrikada çalışmanın arkadaşları tarafından ayıplanacağını düşünüyor. Sonunda mecbur bir işte çalışıyor ancak bu defa da çok genç yaşta karı koca ilişkisini kaldıramıyor. Sevdiği kadını yaptığı kavga sonunda kovuyor. Eski hayatına dönüyor. Bence asıl hikaye bundan sonra başlıyor. Delikanlı içinde derin hesaplaşmalar ve sevdanın ateşiyle kavruluyor. Kızı tüm aramalarına rağmen bulamıyor. Böylece geçen zaman diliminde delikanlı kızın durumuyla ilgili kafasında senaryolar üretip duruyor. Kızın kötü yola düşmesiyle ilgili hikayeler. İşte benim kadın olarak en sevmediğim bölüm de bu oldu. Bir kadın ayaklarının üstünde duramaz erkeksiz kalınca direkt kötü yola düşermiş hikayesi. Yok ya inanmıyorum. Ama o dönemin koşullarını düşünürsek böyleymiş demek. Neyse hikayenin sonunda kızı buluyor ama….</span></div>
<br /><br />
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Eeee sonunu da söylersem heyecanı kalmaz değil mi? Bütçeniz müsaitse romanı alın. Değilse hemen bir kütüphaneye. Kütüphaneler şenlensin. </span></div>
<br /><br />
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 14.66px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: 400; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Okudukça zenginleşen bir hayata uyanmak dileğiyle keyifli okumalar dilerim. </span></div>
</b><br class="Apple-interchange-newline" />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-31024633686015158322016-01-11T10:02:00.001-08:002016-01-11T10:02:27.516-08:00GÜZEL YAZI DEFTERİ / TOMRİS UYAR<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYlx717o_bkXQ5Blr6rECv1J-kGd1O6ek98rabPGxJ6PRhH6YOgW1GlPwKBvzMJMgDDuUd7t4hlWio4GuYVZgA0T5LRgqoBI7vbgqL2DVCQeNk9Qp0-6OSZfdLrHQGXXVkKdhKksSJon5T/s1600/740369_2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYlx717o_bkXQ5Blr6rECv1J-kGd1O6ek98rabPGxJ6PRhH6YOgW1GlPwKBvzMJMgDDuUd7t4hlWio4GuYVZgA0T5LRgqoBI7vbgqL2DVCQeNk9Qp0-6OSZfdLrHQGXXVkKdhKksSJon5T/s320/740369_2.jpg" width="206" /></a></div>
<br />
<br />
Sabah kitaplardan yaptığım yeni yıl ağacımın yanına uzanmış fıtıktan müzdarip belimin hareketlerini yapıyordum. Ağacın kitap katlarının arasından bu mini minnacık öykü kitabı bana göz kırptı sanki. Sanıyorum ki kitaplığında mucizeler barındıran unutkan bir kadın oldum ben...<br />
<br />
Bu yaşıma kadar kaçırdığım o kadar çok şey var ki! Onlardan biri de işte TOMRİS UYAR.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiteW9pQxJiZXvayO0rB8Mh2no_Gmn6N7g1xueKUe0mBxqV6YIndg1rnSEjGmZwaFyhxYW-7ezB4z3KyGhDRRP8S-xCrqbRAinhYrSTsXfqqjzjYZgCSMQRm7oRF1WRZWaDQGhuukMoXY-W/s1600/Uyar%252C_Tomris_96-10-07_Matthias_Zeininger.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiteW9pQxJiZXvayO0rB8Mh2no_Gmn6N7g1xueKUe0mBxqV6YIndg1rnSEjGmZwaFyhxYW-7ezB4z3KyGhDRRP8S-xCrqbRAinhYrSTsXfqqjzjYZgCSMQRm7oRF1WRZWaDQGhuukMoXY-W/s1600/Uyar%252C_Tomris_96-10-07_Matthias_Zeininger.jpg" /></a></div>
Senaryo yazarlığı kursunda, geçtiğimiz günlerde, KÖPÜK öyküsünün incelemesini yaptık. Ben de yazarın bir öykü kitabını alıp , hemen okumak istedim. ama elimdeki okunacaklar listesi epeyce kabarık olduğu için ve bu aralar kitap harcaması bütçeyi biraz aştığından beklemeye karar verdim. Neyse işte... bir kaç ay önceki internet kitap siparişlerimden birinde promosyon olarak Tomris Uyar'ın bu öykü kitabı çıkmıştı. O günlerde yazarı tanımıyordum dolayısıyla bana pek bir şey ifade etmemişti. Şimdi ise yeni yıla güzel bir başlangıç hediyesi anlamı kazandı. Enteresan bir hikaye değil mi?<br />
<br />
Tabi 59 sayfalık öykü kitabı bir kaç saat içinde okundu bitti. arka kapaktaki tanıtım yazısına göre bu öykü kitabı TOMRİS UYAR'ın son yapıtıymış. Konusuna gelince; Güzin, Kenan, Olcay, Sema, Bülent, Deniz yakın arkadaşlar. Yıllar içinde kişiliklerinden kaynaklanan farklılaşmalar, dağılmalar, ayrışmalar ile içlerinde yaşattıkları aşkların ve ihanetin biriken öyküsü. Her bir karakteri bir bölümde vermiş yazar. Karakterin anlatıldığı sayfaları okurken, karşılıklı oturuyor hissini yaşıyorsunuz. Öyle ki hikayenin bağlandığı ihanetle ilgili hangisini suçlamak gerektiğine karar veremiyorsunuz. Çünkü her bir karakter yanınıza gelip, oturup, ayrı ayrı derdini anlatıyor ve haklılığını savunuyor gibi.<br />
<br />
Yaşayan karakterlerle, yıllar geçse de değişmeyen insan öyküleri dinleyeceğiniz usta bir hikaye kurgulamış TOMRİS UYAR.<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI GÜZEL YAZI DEFTERİ<br />
<br />
YAZARI TOMRİS UYAR<br />
<br />
YAYIN YILI 2002<br />
<br />
YAYINEVİ YAPI KREDİ YAYINLARIAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-23104608058355460912016-01-05T13:54:00.001-08:002016-01-05T13:54:05.708-08:00MOMO / MİCHAEL ENDE<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXueVrCFe9MfdznbIVQvm0XftWBMqCYxMyvoFIboZ16kkWOUbPnDaQ6e3QHZuw-X4j-Gvu1pVXGuBxRjponok8rbMXeAGoByVSytxifvLJsijskD1pX2EBp2SrnIxGWzvbHMWxXpdBlcEo/s1600/momo.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXueVrCFe9MfdznbIVQvm0XftWBMqCYxMyvoFIboZ16kkWOUbPnDaQ6e3QHZuw-X4j-Gvu1pVXGuBxRjponok8rbMXeAGoByVSytxifvLJsijskD1pX2EBp2SrnIxGWzvbHMWxXpdBlcEo/s320/momo.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<marquee behavior="slide" bgcolor="yellow" direction="left" width="600">MOMO çocuklar için yazılmış, büyüklere öğütler veren sürükleyici bir çocuk romanı.</marquee><br />
<br />
Biliyorsunuz iki kızım var. MOMO yıllar önce büyük kızıma türkçe öğretmeni tarafından tavsiye edilmişti. Elimizdeki roman yaklaşık 6 yıldır bizimle. Bu dönem küçük kızım Öykü'ye verilen okuma listesinin de başında yer alıyordu. Zeynep'le yaptığımız MOMO hakkındaki sohbetlerde romanın çok etkileyici bir hikayesi olduğunu söyler, mutlaka kardeşinin de okuması gerektiğini belirtirdi. Ben de bugüne kadar merak etmiştim ancak okuma fırsatı bulamamıştım. Neyse efendim bugüne kısmetmiş...<br />
<br />
Öykü'nün ödevi gereği okuduğu romanların kısa bir özetini hazırlaması da gerekiyordu. Ben de kızıma yardımcı olmak hem de merak ettiğim bu çocuk romanını okumak istedim. Romanla ilgili karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak için kaçırılmaz bir fırsattı. Romanı elime aldım ve bitirmem bir gün bile sürmedi. Keyifle okudum. Dili küçüklere yönelik olduğu için çok çabuk okunabilen bir roman.<br />
<br />
Hikayesine gelince...<br />
<br />
Zamanı kontrol ederek dünyayı ele geçirmeye çalışan, tamamen gri giyinmiş, durmadan sigara içen, mutsuz duman adamlarla çevresine umut ve mutluluk dağıtan sevimli çocuk kahraman MOMO arasındaki mücadeleyi okuyoruz romanda. MOMO'nun anne ve babası yok. Bulunduğu şehirde harabelerin arasında tek başına yaşarken mahalleliler onu buluyor ve yaşadığı yeri onun hayatını sürdürebileceği bir düzene kavuşturuyorlar. Onlar MOMO'ya yardımcı olurken MOMO da onlara yardımcı oluyor. MOMO'nun doğuştan gelen bir üstün yeteneği var. İnsanları dinliyor. Onların sorunlarını sessizce dinlerken onların rahatlamasını sağlıyor, böylece kavgalar bitiyor, sorunlar çözülüyor.<br />
<br />
Çocuklara yazılmış ama büyüklere öğüt veren roman dedim çünkü hikayede bahsi geçen DUMAN ADAMLAR günümüzün silah tacirleri, emlak kralları ya da para için gözünü kırpmadan insanları veya ülkeleri yok etmeyi amaç edinmiş kişileri simge olarak ifade ediyor. Bugün yaşadığımız dünya ile romandaki olay kurgusu o kadar benzeşiyor ki okurken yüzünüze şaşkın bir gülümseme yerleşiyor.<br />
<br />
Roman mutlu sonla bitiyor ama maalesef gerçek dünyada böyle giderse DUMAN ADAMLAR savaşı kazanacak gibi.<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-44213244352933226342015-11-26T22:55:00.002-08:002015-11-26T22:55:34.892-08:00SATRANÇ / STEFAN ZWEIG<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhX-OpjPJLJKhQpUv9yjvBJP5hjVA5GZuJdo0OpKiynYE9-SWmx11SvZN4PEG4MbWiegLtmpl9Djjg_x6YEEYSfGJCeXKZ7GAIbLj2bKrNqLQED_ETgjwyaKdsfucoSsjaetd2J_uax7W1Q/s1600/20151127_081039.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhX-OpjPJLJKhQpUv9yjvBJP5hjVA5GZuJdo0OpKiynYE9-SWmx11SvZN4PEG4MbWiegLtmpl9Djjg_x6YEEYSfGJCeXKZ7GAIbLj2bKrNqLQED_ETgjwyaKdsfucoSsjaetd2J_uax7W1Q/s320/20151127_081039.jpg" width="180" /></a></div>
<br />
<marquee> <b>SATRANÇ / STEFAN ZWEIG</b> </marquee>
<b>"...dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır baskı uygulayamaz."</b><br />
<b><br /></b>
Çok etkileyici bir kitap okudum arkadaşlar. Avusturyalı yazar STEFAN ZWEIG'in ölmeden hemen önce tamamladığı birkaç düz yazı metinden biri olan SATRANÇ öykü / roman tadında, psikolojik öğeleri yüksek etkileyici bir metin.<br />
<br />
Bu kitap kadar yazarın bu son birkaç metni tamamladıktan sonra eşiyle birlikte intihar etmesi de tüylerimi diken diken etti diyebilirim. Bu kitabın son bölümünde "SATRANÇ ÜZERİNE" başlıklı çeviriyi yapan AHMET CEMAL'in kaleme aldığı bir değerlendirme yazısı da yer alıyor. Yazıda kitabın içeriğiyle ilgili değerlendirme yapılırken yazarın hayatına da kısaca değiniliyor. STEFAN ZWEIG'in yazarlık başarısı özellikle psikolojik öğeleri son derece etkileyici şekilde kullanabilmesinden geliyor. Kendisi aynı zamanda çok usta bir psikolog olan yazar ikinci dünya savaşı döneminde bir konferans için gittiği Brezilya'ya yerleşiyor. Savaştan uzak olsa da Nazilerin yaptıklarını duyuyor, derin umutsuzluk duygusu içinde hayatı katlanılmaz bularak ölümü seçiyor.<br />
<br />
Okuduğumuz metinde ana üç karakter "satranç oyunu simgesi" üzerinden kişilik, dönem, psikolojik baskının neden olduğu çöküş anlatılıyor. Çevirmenin eklentisiyle birlikte toplamda 83 sayfa olan metin elden bırakmadan bir çırpıda okunabiliyor.<br />
<br />
Benim değerlendirmem bu kitap üzerinden bir genelleme oldu. Birinci ve ikinci dünya savaşı arasında yaşamış farklı coğraflardaki tüm yazarlarda gördüğüm savaşın derin izi bu metinde çok daha derinden kendini gösterdi. Savaşın fiziksel değil ama ondan daha yıpratıcı psikolojik yok etme gücü bu kitapta kendini net bir şekilde göstermiş. Savaş dünya için her zaman bir yıkım olmuş. Umarım dünya bir savaşa daha yürümüyordur.<br />
<br />
Etkilenerek, dolu dolu okuyacağınız bir kitap daha...<br />
<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI SATRANÇ<br />
<br />
YAZARI STEFAN ZWEIG<br />
<br />
YAYINEVİ İŞ BANKASI<br />
<br />
SAYFA SAYISI 83<br />
<br />
YILI 2013Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-23092645516463430192015-10-08T08:59:00.002-07:002015-10-08T09:01:03.559-07:00O / STEPHEN KING<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLauZb1R8sf6d8U6ul0VsjM_BJ9N-DuFaH7RdzFYCeaAANFW63CC_quDzK7ySfzn7MyEMMC6AvonZ1o-ykcT3akzoMhm1C0px9HI-MlOn0Xl_sA_thZpZG7lQJLQQcDQGRVua1qSst8dQm/s1600/20151007_081028.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLauZb1R8sf6d8U6ul0VsjM_BJ9N-DuFaH7RdzFYCeaAANFW63CC_quDzK7ySfzn7MyEMMC6AvonZ1o-ykcT3akzoMhm1C0px9HI-MlOn0Xl_sA_thZpZG7lQJLQQcDQGRVua1qSst8dQm/s320/20151007_081028.jpg" width="180" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Ben gerçekten KORKAN lardanım. Korku filmi izleyemem, en dehşet sahneler yaklaşırken ya gözlerimi kaparım (...kesin kaparım) ya da kocamın arkasına saklanırım. Bu yaşıma kadar hiç sinema da korku filmi izleme riskine girmedim mesela. Aynı şekilde korku romanı da okuyamazmışım. "O" ile anladım...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Yazar Stephen King'in YAZMA SANATI isimli kitabını okumuş, buradan da sizinle paylaşmıştım. Yazar o kitabında yazma serüveninden bahsederken, yazar olmak isteyenlere çok değerli ipuçları da veriyordu. Benim gibi acemi yazarlar için başucu kitabı diyebilirim. Tabi yazarın ilk okuğum kitabı bu olunca ve kitabında kendi yazdıklarından, benzer türdeki diğer yazarlardan örnekler verince ödevini yapması gereken bir öğrenci misali kütüphanenin yolunu tuttum. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Resimde gördüğünüz romanı semt kütüphanemizden aldım. 1987 baskısı. Yazar romanını dört yılda tamamlamış. Zaten roman hemen ardından 1990 yılında Amerika'da bir dizi film serisine dönüştürülmüş. Yazarın romanlarının en büyük özelliği de bu bence. Neredeyse kitaplarının yarısı sinema filmine çekilmiş başyapıtlar. Bu arada konuyla çok alakalı değil ama unutmadan belirteyim yazar ALTIN KİTARLAR'la başladığı yolunu yayınevi değiştirmeden yıllarca sürdürmüş. Bizde de bu tarz bağlılığı Hıfzı Topuz Remzi Yayınevi arasında görürüz. Onlarda yıllar yılı birlikte çalışıyorlar. Güzel bir durum....</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Neyse romana gelince, evet bitirdim. Genelde gündüzleri çok fazla koşuşturmam olduğu için yatmadan önce okurum. Ama işte ben korkak yatmadan önce korku romanı okursam bütün gece rüyama girecek korkusuyla yatakta dönüp durduğum için bu romana özel gece biraz gündüz çok okuyarak tamamladım. Türü sevenler zaten çoktan okumuşlardır bu romanı. Ama okumayanlar için ben izlenimlerimi şöyle özetleyebilirim;</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Karakterler başlangıçta üst üste geliyor, biraz karışıyormuş izlenimi veriyor ama üçüncü bölümden itibaren tek tek yaşadıklarına hikaye odaklandıkça karmaşa ortadan kalkıyor. Her birinin hikayesi birbirinden farklı, fiziksel ve karakteristik özellikleri nedeniyle diğer yaşıtlarından ayrılan 7 çocukluk arkadaşı birbirlerine ettikleri yemine bağlı kalarak yıllar sonra kasabaları Derry'e dönüyor, tüm kabuslarını yeniden yaşamaya başlıyorlar. Dolayısıyla hikaye bir çocukluk dönemine gidiyor, bir karakterlerin olgunluk dönemine dönüyor. Romanın kotü karakteri bir PALYAÇO. Aslında iblis olan bir palyaço. Zaten hiç anlamamışdır palyaçolar neden çocuklar için komik karakterlerdir. Ben çocukluğumdan beri hiç haz etmem palyaçodan. Acaba küçükten bu romanın dizi versiyonuna bir yerlerde rastgelmiş olabilir miyim? </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Romanın kurgusunda bir sonraki adımı tahmin edemiyeceğiniz dehşet sahneleri, şaşırtmacalar ustalıkla kullanılmış. Böyle bir hikayeyi kurgulamak, basit bir zihnin işi olamaz. Tamamladıktan sonra yazarın kendini toparlaması ne kadar zaman almıştır onu da merak ettim doğrusu. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Eğer siz de korku romanı türünde bir okuma yapmak istiyorsanız. Bu romanı tavsiye ederim. Önce romanı ardından filmi.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Heyecan dolu okumalar dilerim. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
ROMANIN ADI O</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAZARI STEPHAN KİNG</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAYINEVİ ALTIN KİTAPLAR</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAYIN YILI 1987</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
SAYFA SAYISI 400</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-9695565710013906702015-09-26T09:00:00.001-07:002015-09-26T09:00:03.056-07:00GERÇEK ÖZGÜRLÜK / DOĞAN CÜCELOĞLU<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg20R35sk4rKkCXakctLbTNGe8UBPbXiL1-UFpwEdYBMz40lktouNj8f3rGjUPtVWBJblYrKZ27o8s2CDTdXD6m7R4I2drD_IEl5sbq9hIvuyFb-ZOjbvwMkV9SuMVJGbkJpwdU6fSg-Ta/s1600/20150926_180744.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg20R35sk4rKkCXakctLbTNGe8UBPbXiL1-UFpwEdYBMz40lktouNj8f3rGjUPtVWBJblYrKZ27o8s2CDTdXD6m7R4I2drD_IEl5sbq9hIvuyFb-ZOjbvwMkV9SuMVJGbkJpwdU6fSg-Ta/s320/20150926_180744.jpg" width="180" /></a></div>
<br />
<br />
"Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır." YUNUS EMRE<br />
<br />
Bugün sizlere çok değer verdiğim birine hediye olarak aldığım ama sonra yine bana dönen bir kitabı tanıtmak istiyorum. Kitabın her bölüm başında yukarıda yaptığım alıntı gibi bölümde işlenecek konulara anafikir oluşturacak özlü sözler mevcut. örneğin yukarıda büyük halk ozanı YUNUS EMRE'nin sözü. Çağılar öncesinden olsa da ne kadar doğru ne kadar insana özgü değil mi?<br />
<br />
<br />
Kitabın yazarı, ünlü psikolog Doğan Cüceloğlu üniversite yıllarında tanıdığm bir yazar. Hep bu tabiri kullanıyorum okuğum yazarlarla sanmayın kendileri şahsen tanıyorum. Bir çoğu ile fiziksel olarak karşılaşmadım bile. Ama ben zaten kişinin kendisiyle değil yazdıklarıyla ilgilenenlerdenim. Tanımak benim için kitapları aracıyla tanışmak, iletişime geçmektir.<br />
<br />
Neyse efendim... O gün bu gün yazarn kitapların okurum. Her kitapla yeni bir ben olurum. Doğru bildiğim yanlışlar insan olmanın getirdiği zorlukları nasıl kolaylaştırabileceğimi bu kitaplarla öğrenmeye çalışırım. Sosyal bir canlı olmak zor. Doğduğumuz andan itibaren sürekli etkileşim içine giriyoruz. Sevdiklerimiz bile bizi korumak, sevmek, ilgilenmek isterken farkında bile olmadan sıkıntılara sürükleyebiliyor. Kimi zaman nefes alamaz, çözüm üretemez hale geliyor, hayatın bizi ne kadar zorladığını düşünüyoruz. İşte bu dönemlerde Doğan Cüceloğlu'nun mesleğindeki uzmanlığı, insancıl yaklaşımı, ülkemizde ve uzun yıllarını geçirdiği Amerika'da edindiği deneyimleri & gözlemleriyle ortaya koyduğu kitaplar ilaç gibi geliyor. Sadece mesleğinde edindiği deneyimlerle kalmayıp kendi hayatından da ortaya koyduğu tecrübeler ders verir nitelikte. Bu kitaplar sayesinde yaşadığımız sıkıntıların bize özel olmadığını, farklı insanların çok daha farklı ve zor durumlarla karşılaştığını ve nasıl çıkar yollar bulduğunu deneyimliyoruz. Dolayısıyla zaman zaman karanlık bulutlarla kaplı hayatlar yeni bakış açısıyla aydınlık bir güne dönüşebiliyor. Benim için gerçekten bu kadar iddalı ve bu kadar net...<br />
<br />
Gerçi benim bu kitabı hediye ettiğim kişi kitabı tamamlayamadan bana iade etti. Keşke okusaydı. Eminim ki açıp açıp tekrar okumak isteyeceği bölümler olacaktı. Açıkcası kitabın bazı bölümleri ders kitabı niteliğinde, Diğer kitaplarında olmadığı kadar çok akademisyen bir tavır hissettim. Ancak sabır gösterip okumaya devam edildiğinde ve burada aktarılanlar hayata uygulandığında farklı bir bakış açısı kazanıldığı kesin.<br />
<br />
Aslında psikoloji açısında karmaşık olabilecek konu başlıkları öğretici dinleyici mantığında hikayeleştirilerek karakterlere anlattırılmış. Hikaye Anadolu'dan gelmiş İstanbul'da psikoloji okuyan genç bir delikanlının aynı bölümde okuyan hayran olduğu doğma büyüme İstanbul'lu farklı koşullara sahip sınıf arkadaşına aşkını itiraf etmesi ve hiç beklemediği şekilde reddedilmesiyle başlıyor. Bu görüşmenin ardından şans eseri karşılaştığı yaşlı, bilge adam GERÇEK ÖZGÜRLÜĞÜ bulmasında yardımcı oluyor. Bu bu yolculuğa onlarla birlikte bizler de dahil oluyoruz.<br />
<br />
Kitapta özellikle hoşladığım bir kaç nokta var. Gerçek karakterlerin hayat hikayelerinden örnekler verilmiş. Kerim Altınok - Selim Altınok gibi. Her bölümde yukarıda da belirttiğim gibi bölüm için anafikir oluşturacak alıntı sözler kullanılmış. Karakterler her bölümde İstanbul'un farklı mekanlarında buluşuyor ve sohbetlerini yapıyorlar. Bu da hayatını yeniden keşfederken şehri de yeniden keşfetmek duygusu oluşturuyor.<br />
<br />
Siz de GERÇEK ÖZGÜRLÜK yoluna çıkmayı düşünüyorsanız bu kitaptan başlayın derim. Keyifli okumalar...<br />
<br />
KİTABIN ADI GERÇEK ÖZGÜRLÜK<br />
<br />
KİTABIN YAZARI DOĞAN CÜCELOĞLU<br />
<br />
YAYINEVİ REMZİ KİTABEVİ<br />
<br />
YILI 2014<br />
<br />
SAYFA SAYISI 327<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-16303524848224094022015-09-14T08:46:00.003-07:002015-09-14T08:46:40.430-07:00BİR EĞİTİMCİNİN ÖYKÜSÜ / HESABALİ TURAN <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNvlNWg8jQNkoru5BtF4KTJRxIybN21ztB4By3DyHqORmjjugH6QUZq_OIbrukBPerj7CTMPmEoM8KE25EKpHigcM4QmFau7GkkVOP5_DZDTmZAN3RZ2eYjSwKkRdsr8ZvO6brnQJM3UZH/s1600/20150831_091957.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNvlNWg8jQNkoru5BtF4KTJRxIybN21ztB4By3DyHqORmjjugH6QUZq_OIbrukBPerj7CTMPmEoM8KE25EKpHigcM4QmFau7GkkVOP5_DZDTmZAN3RZ2eYjSwKkRdsr8ZvO6brnQJM3UZH/s400/20150831_091957.jpg" width="225" /></a></div>
<br />
<br />
"Anı biriktirmek" ciddi bir iştir arkadaşlar. İnsan "kemale erme" yolundayken daha iyi farkediyor bu gerçeği. Anıları olmayan insan içi boş bir kutu gibi misal. Her anı doya doya yaşamalı, her andan zevk ve ders alabilmeli insan. Belki diğer önemli bir nokta da bu anılarını sevdiklerine aktarabilmeli.<br />
<br />
Küçük şeylere anlam yükleme alışkanlığı ( ya da oyunu) diyelim benim bu yaptığıma. Bir kaleme, bir yüzüğe, bir çerçeveye, bir kitaba... Anlamlı olduğunda daha değerli oluyor o şey benim için. İşte yukarıda fotoğrafı yer alan anı kitabı da aynen bu sebebten değerlidir benim için.<br />
<br />
Rahmetli kayınpederim kitapta yer alan coğrafyada doğmuş büyümüş, yazar Hesabi Turan'ın geçtiği yollardan geçmiş, öğretmen lisesi mezunu bir eğitimciydi. Hep anlatırdı benzer anılarını. Büyük şehirde yaşamakla Anadolu'nun ücra köşelerinde varolmaya çalışmanın farkını ısrarla vurgulardı. Rahmetli olmadan bir yıl önce eşim bu anı kitabını bulmuş ve babasına hediye etmişti. O kadar etkilenmişti ki. "Benim yaşadıklarımı, benim anılarımı yazmış sanki" demişti. Şimdi kendisini rahmetle anarken bu kitabı ben de okudum, "büyükşehir ve anadolu" derken neler söylemek istediğini daha iyi anladım.<br />
<br />
Bugün farklı bir zamanda, çok farklı koşullarda yaşıyor olabiliriz ama geldiğimiz noktaya nasıl ulaştığımızı anlamamız ve o dönemin ruhunu içimize sindirmemiz önemli. Tarihini, bırakın uzak geçmiş tarihi yakın geçmişini bilmeyen bir genç toplum bizi nereye götürebilir? Koşullarımızdan şikayet etmeden önce Cumhuriyet"in temellerini atan eğitimci, mühendis, hukukçu, bilim adamı vb. kişilerin nasıl koşullarda eğitim aldığını ve ülkeyi nereye getirdiklerini bilmemiz şart.<br />
<br />
Düz yazıya yakın bir tarz da kaleme alınmış bu anı kitabında dün ile ilgili bilgi sahibi olurken bugüne dair dersler çıkartacaksınız. Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan bu kitap çok da cüzi bir fiyata satılmakta. Alın ve mutlaka okuyun derim.<br />
<br />
Sevgilerimle,<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI : Bir Eğitimcinin Öyküsü<br />
<br />
YAZARI: Hesabali Turan<br />
<br />
YAYINEVİ : Yapı Kredi Yayınları<br />
<br />
SAYFA : 194Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-27205793452603990682015-08-30T23:55:00.004-07:002015-08-30T23:55:55.875-07:00DÜNYANIN RUHU - ANİMA MUNDİ / SUSANNA TAMARO <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvOPVxxs6bEXSp2L6NMwxxJsguXoWDA4ia-BaB9z3YXBQ8HQFGL_BLecWeNF22jIpuUkjalEUnBtVtJDlszvnzvA3GwceFGAJe_0aCmoj5ctfP20HmKH2gBJt2nfuQNcVz2qo2gDNk03Rr/s1600/20150824_185216.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvOPVxxs6bEXSp2L6NMwxxJsguXoWDA4ia-BaB9z3YXBQ8HQFGL_BLecWeNF22jIpuUkjalEUnBtVtJDlszvnzvA3GwceFGAJe_0aCmoj5ctfP20HmKH2gBJt2nfuQNcVz2qo2gDNk03Rr/s320/20150824_185216.jpg" width="180" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
Günaydınnnn,<br />
<br />
Hepimiz için güzel, umut dolu bir gün olur dileğiyle okuduğum son kitabı paylaşmak istiyorum.<br />
<br />
Fotoğrafından da çok net anlaşıldığı üzere ikinci el bir kitap bu. İstanbul'da yaşayıp da arasıra Cağaloğlu'na çıkanlar bilir... Eminönü iskeleden yukarıya doğru çıkarken sağ sollu kitapçılar vardır ve kapıların önü 3 liraya 5 liraya ikinci el (hatta belki üçüncü ya da beşinci) kitapla doludur. Ben de en çok bu kitapları severim. Eski baskı, benden önce defalarca farklı kişiler tarafından okunmuş, bazı cümlelerin altı çizilmiş kitapları... Bana tarihe dokunmak gibi gelir, benimle aynı duyguları paylaşan geçmişteki insanlarla buluşmak gibi. Değişik, güzel bir his. Neyse efendim işte ANİMA MUNDİ buradan alınmış, böyle bir kitaptır.<br />
<br />
Susanna Tamaro ile üniversite yıllarında meşhurrrr "Yüreğinin Sesini Dinle" romanı ile tanışmıştım. O dönem bir o bir de Paulo Coelho'nun <span style="color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 20px;"> </span>Simyacı romanı pek meşhur idi. Yıllar sonra tekrar bu romanla Susanna Tamaro'nun cümleleri ve hayat görüşüyle buluştum.<br />
<br />
Susanna Tamaro'da hep yaşadığı acılardan beslenen, kurtuluşu ve huzuru ulvi bir noktada arayan yazar olmuştur bana göre. Özellikle "bana göre" ifadesinin altını çiziyorum çünkü hepiniz benim gibi düşünmek durumda değilsiniz. Ben hikayelerinden, kurgusundan, vardığı sondan bu sonucu çıkarıyorum. Bu romanda da durum böyle gelişiyor...<br />
<br />
Kahramanımız zor bir çocukluk geçiren, ilk gençlik yıllarında ailesinden ayrılan, hayatına çok farklı kişiler giren, defalarca ölümü düşleyen, deneyen ama başaramayan, yaşadıklarıyla çok sonra yüzleşen ve tüm sorunların çözümünü "bağışlanma" da bulan bir genç adam. Karakterin anlatımıyla anne babası önce bir birini severek başladıkları evliliklerini sonrasında zorunluluk olarak sürdürmüş, anne ilk dönemlerde babasıyla daha çok sürtüşme yaşayan karakterin tamponu görevini görürken sonra sırtını dönmüş. İkinci dünya savaşının ardından gelen yıllarda geçen hikayede karakterimiz ailesinden sevgiden çok eleştiri gördüğü için onlara karşı içinde hiçbir sevgi beslemeden büyüyor ve ayrılık onun için bir kurtuluş gibi oluyor. Ancak sonrasında yaşadıkları onun hayatını daha çekilmez ve acınası hale getiriyor. Şiire merakı ile başlayan yazma serüveni sonrasında karnını doyurma yolu olurken, istediği noktaya hiç çıkamıyor. Hayatına çok çeşitli karakterler giriyor. Önce islahevinde bir genç, ardından şehirde ev arkadaşı en sonunda bir sosyal ortamda tanıştığı evli bir kadın. Tüm bu karakterler bir şekilde hayatında bir şeylerin yönünü değiştiriyor.<br />
<br />
Karakterin nasıl bir ruh hali içinde bulunduğu anlatmak için için romandan küçük bir alıntı yapmak istiyorum. Size profili çizecektir:<br />
<br />
<i>"Ben korku içinide büyüdüm. Korku içinde büyürken sonunda insanın korkmaktan bıktığını öğrendim. Bir gün ansızın farklı bir şey olacağını hayal ederdim, Sözgelimi, babam "Tuz yok sofrada!" diye çıkışınca annemin "Git sen getir!" diyeceğini ya da sofraya oturunca, babamın "Hiç bu kadar leziz bir şey yememiştim," diyeceğini hayal ederdim. Bu asla olmazdı,"</i><br />
<i><br /></i>
Karakterin dilinde bu anlatımı çok beğendim, çok gerçekçi buldum. Düşünsenize çevrenizde bu ruh halini yaşayan ne kadar çok çocuk - genç vardır. Sonra bu insanlarda benzer ruh hali içinde yetişkinlere dönüşmektedir.<br />
<br />
Neyse tekrar romana dönersek, biraz ağır, acıklı ama gerçekçi. Vardığı sona gelirse bence hazırcı. Şablon tarzı. Okuyunca çok büyük bir değer kazanır mısınız, zaman mı kaybersiniz derseniz. Ben zaman kaybı olduğunu düşünmem ama diğer klasikler gibi çok derinden vuran etkileyen bir noktada olduğunu söyleyemem.<br />
<br />
Bence siz de okuyun, karar verin, hatta yorumunuzu bana da gönderin. Sevgilerimle,<br />
<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI ANİMA MUNDİ (DÜNYANIN RUHU)<br />
<br />
YAZAR SUSANNA TAMARO<br />
<br />
YAYINEVİ CAN YAYINLARI<br />
<br />
BASIM TARİHİ 1997<br />
<br />
SAYFA SAYISI 256Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-79188172817231646032015-06-18T08:25:00.000-07:002015-06-18T08:28:44.831-07:00KAYITSIZLIK ŞENLİĞİ / MİLAN KUNDERA <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmSBUvN2lumMpDq5zF1_UdkMC2_WIXj0jEQkwndTUqmV8wa88VkpfBwpojMl4zXPsXhktWZoD3Vn8iuxAY85ej9OIvSSDuMZxfxofMeTi8hA5Q1upjsaBoHqkPZ_rKaAOTSGsPaCdrnLNG/s1600/select.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmSBUvN2lumMpDq5zF1_UdkMC2_WIXj0jEQkwndTUqmV8wa88VkpfBwpojMl4zXPsXhktWZoD3Vn8iuxAY85ej9OIvSSDuMZxfxofMeTi8hA5Q1upjsaBoHqkPZ_rKaAOTSGsPaCdrnLNG/s1600/select.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Kayıtsız kalamadığım bir roman okudum arkadaşlar...<br />
<br />
Kayıtsız kalamadım çünkü geçmişte Milan Kundera filmi izlemiş, romanı okumamıştım. Can Yayınları yeni çıkanlar arasında yazarın 2000 yılından beri yazdığı ilk kitap olduğunu öğrenince merakla aldım ve okudum.<br />
<br />
Dört farklı karakterde, farklı kaygılar taşıyan arkadaşın hayatından kesitlerle, ortak bir noktada birleştiren, okurken insan olmanın ortak kaygılarına değinen enteresan bir romandı.<br />
<br />
Romanla ilgili Cumhuriyet Gazatesi kitap ekindeki değerlendirme de çok başarılı aşağıda linkini paylaşıyorum.<br />
<br />
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kitap/269719/Milan_Kundera_dan_yeni_romani___Kayitsizlik_Senligi_.html<br />
<br />
Ben kendimi o kadar yetkin bulmuyorum. sonuçta nacizane bir okuyucuyum. Ancak "nacizane bir okuyucu" olarak şunu söyleyebilirim ki OKUYUN. İlk başta biraz ağır gelebilir ancak her karakterle birlikte ortaya koyduğu durumlar o kadar insana dair ki şaşacaksınız. Örneğin ben romandaki karakterlerden birinin başından geçen olayı genelde yaşarım ve genelde aynı soruyu sorarım. olay şöyle...<br />
<br />
<i>Adam kaldırımda yürüyor. Kalabalık bir kaldırım. Kadın ve adam omuz omuza çarpışaracak geçiyorlar. adam dönüyor, kabahat kadın da olmasına rağmen "pardon" diyor. Kadın adamı dikkatsizliği nedeniyle azarlıyor. Adam sonra arkadaşına konudan dert yanıyor. Neden ben hep özür dilemek zorundayım?</i><br />
<i><br /></i>
Toplumda böyle değil midir? Bazen iyi niyet ve kibarlık suistimal edilir. Çocuğunuz, eşiniz de olabilir bu suistimali yapan iş arkadaşınız ya da böyle sokaktan alakasız bir iinsan da.<br />
<br />
Bir başka aklımda kalan enterasan sahne var romandan...<br />
<br />
<i>iki arkadaş ortak bir yemek servis işindeler. Sosyetik bir toplantıda yemek servisi yapıyorlar. İçlerinden biri ansızın duruyor ve tavana doğru bakıyor. Dikkatini ağır ağır uçan bir tüy çekiyor. Salondaki herkes önce onun durduğunu ve sonra yukarıya doğru baktığını farkediyorlar. Tüyü görmüyorlar ama hepsi birden onun baktığı yöne beklentiyle dalıyorlar. </i><br />
<br />
İnsanın ne olduğunu bilmeden nasıl sürüye kalılıp gittiğinin örneklemesi değil midir bu tasvir? Belki yazar böyle düşünmemiştir ama ben okurken bu şekilde yorumladım.<br />
<br />
Çeşitli yazarlar ve çeşitli kitaplar okudukça fark ediyorum ki bazıları sabun köpüğü gibi dağılıp gidiyor. Bazıları ise etkileyici yönleriyle hafızama kazılıyor.<br />
<br />
Keyifli okumalar,<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
KİTAP KAYITSIZLIK ŞENLİĞİ<br />
<br />
YAZAR MİLAN KUNDERA<br />
<br />
YAYINEVİ CAN YAYINLARI<br />
<br />
YAYIN TARİHİ 2015<br />
<br />
SAYFA SAYISI 112<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-60217486103461884922015-05-25T00:55:00.000-07:002015-05-25T00:55:52.146-07:00HAYATI SEVME HASTALIĞI / SİBEL K.TÜRKER<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXjLhuVbE5qvr-Pv5FkQq4fOU-kNeZwkHbrU73HJCFv7fUy-2kf-8d1UIibc-ReJt7-z95sWfc24W-sxoPr-fctWiFKnAHbJqqhV0vLwGrcNc2idw42E8zrksR8hEtOMJDf3OrDrHwjbIc/s1600/IMG_20150519_213859.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXjLhuVbE5qvr-Pv5FkQq4fOU-kNeZwkHbrU73HJCFv7fUy-2kf-8d1UIibc-ReJt7-z95sWfc24W-sxoPr-fctWiFKnAHbJqqhV0vLwGrcNc2idw42E8zrksR8hEtOMJDf3OrDrHwjbIc/s320/IMG_20150519_213859.jpg" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
Evvelki yazılarımda bahsetmiştim; Günümüz Türk yazarlarından özellikle edebiyat ödülü sahiplerinden okumak istiyorum. Örneğin GENERAL DÜŞTÜ bunlardan biriydi. Her iki romanı birlikte sipariş etmiştim. "Hayatı sevme hastalığı"nı tamamlayalı bir hafta oluyor ancak bilgisayarın başına oturma fırsatını ancak bulabildim.<br />
<br />
Bu arada geçtiğimiz günlerde devrim generalinin ölümüyle GENERAL DÜŞTÜ sık sık aklıma gelir oldu. Ne kadar zor günler yaşamış bu ülke. Geleceğinin daha az acılı olmasını ümit ediyrum. Ama insanoğlunun olduğu her zaman diliminde TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR değil mi sevgili okurlar?<br />
<br />
Sözü fazla uzatmadan yeni tanıtacağım romana gelirsek...Toplumda kadın olma sorunsalını, sorunlu iki kadın üzerinden anlatmaya çalışan enterasan bir roman okudum. Hikaye baş kadın kahramanımız AYDA güzel sesiyle seslendirme yaparak hayatını kazanıyor. Kendinden bir kaç yaş küçük sevgilisinin onu terk etmesiyle başlayan psiklojik bunalım süreci hayatına komşusunu, intihara eğilimli banka yöneticisi NEŞE'nin girmesiyle farklı bir yola giriyor. Romanı okurken AYDA'nın NEŞE'yi tanıdıkça ve onun yaşadıklarıyla yüzleşdikçe kendi sorunlarından kurtulduğu hissine kapıldım. Ya da şöyle açıklıyayım: İnsan bazı acılarını içinde yaşatır, kendine saklar, çirkin yüzünü kimseye göstermek istemez ya, bu iki kadın bir birine açıldıkça hangisinin daha sıkıntı da olduğunu anlamakta zorlanır oldum.<br />
<br />
İlk bir kaç sayfası sıkıcı ancak ilerledikçe sizi içine çeken bir roman. Özellikle kadınsanız... Belki bir çok kadın bu karakterler gibi sıradışı değil ama bir çok kadın acı çekiyor. Ancak her şeye rağmen HAYATI SEVMEYE çalışıyor.<br />
<br />
Tabii ben bu romanı elime aldığımda aslında bir edebiyat tartışması kaynağını elimde tuttuğumdan habersizdim. Sonrasında araştırma yaparken gördüm ki, vay vay neler olmuş, neler söylenmiş neler... Bunları size uzun uzun anlatmayacağım. İlgilenenlere aşağıda okuğum kaynakların linklerini vereceğim.<br />
<br />
http://sukutsuikasti.com/2013/10/28/hayati-sevme-hastaligi/<br />
<br />
http://www.irmakzileli.com.tr/2012/09/04/anlatilmayacak-olani-anlatmaya-yemin-ederken-boslukta-suzuluvermek/<br />
<br />
ve kendi düşüncemi ekleyeceğim. Evet eleştirilerdeki gibi aman şöyle muhteşem, unutulmaz, içinden alıntılar yapılacak ve tekrar tekrar okunacak bir eser niteliğinde değil. Ancak ben hiç bir romanı öyle okumuyorum. Bu romanda hayatın içinden problemleri olan iki kadının her şeyle rağmen varolma çabalarına şahit oldum. Hayatın içinden diyorum çünkü bugün metropolde sabah işinize giderken ya da yaşağıdınız çok büyük sitelerin içinde bu kadınlardan çok var. O nedenle yazarın kurduğu cümleler tanıdık geldi. Ayrıca yazan kişinin sürekli edebiyat tartışmaları içinde kalmasını da anlamıyorum. O vakit yaz kendine sakla değil mi? Edebiyat dünyası tahminimden daha da acımasızmş.<br />
<br />
Keyifli okumalar,<br />
<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI HAYATI SEVME HASTALIĞI<br />
<br />
YAZAR SİBEL K. TÜRKER<br />
<br />
YAYINEVİ CAN YAYINLARI<br />
<br />
YAYIN TARİHİ 2012<br />
<br />
SAYFA SAYISI 240<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-18609626835152798532015-04-30T02:56:00.002-07:002015-04-30T03:01:19.414-07:00DAHİ DİKTATÖR / CELAL ŞENGÖR <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMp5ikIrFL33U30WDv6_mqLocq8dntWwMcz-VQCPGczhc3rKIweCRVLNuU-UWb4m7lCaSWaivmunY20C9HO0c76dDAaopjMRgxZzC0kQJVUghQhC1XhMCIaeWAH42GYoKjHv9qBGaXgF7n/s1600/20150430_115751.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMp5ikIrFL33U30WDv6_mqLocq8dntWwMcz-VQCPGczhc3rKIweCRVLNuU-UWb4m7lCaSWaivmunY20C9HO0c76dDAaopjMRgxZzC0kQJVUghQhC1XhMCIaeWAH42GYoKjHv9qBGaXgF7n/s1600/20150430_115751.jpg" height="400" width="225" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Yorumlaması benim trafiğime göre biraz gecikmiş bir kitaptır. Araya bir kaç farklı yayın aldığım için Prof. Celal Şengör'ün Atatürk'ü bilimsel bir gözle değerlendirdiği bu kitabı ancak paylaşabiliyorum sizlerle.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Kitabı paylaşmadan önce Prof.A.M.Celal Şengör'ü tanımak gerekebilir. Gerçi İstanbul'da yaşanan büyük depremle birlikte kendisini sık sık ekranlarda görmüş ve tanımıştık. Ayrıca Cumhuriyet gazetesinin BİLİM TEKNİK ekini takip edenlerde düzenli yazılarından kendisini çok iyi tanırlar. Hayata bakış açısı olarak bilimi ön planda tutan, çok sayıda uluslararası bilim ödülüne sahip, ABD Ulusal Bilimler Akademisinin ilk Türk yabancı üyesi seçilmiş yine Rus Bilimler Akademisi'ne Fuat Köprülü'den sonra seçilen ilk Türk üyesi <span style="color: #252525;"><span style="background-color: white; line-height: 22.3999996185303px;">jeoloji profesörüdür. </span></span><sup class="reference" id="cite_ref-3" style="background-color: white; color: #252525; line-height: 1em; unicode-bidi: -webkit-isolate;"></sup></span></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="color: #252525; font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="background-color: white; line-height: 22.3999996185303px;">Atatürk'ü değerlendirdiği bu çerez niteliğindeki kitabı bir sohbet esnasında fikir olarak ortaya çıkmış. Atatürk'ün diktatörlüğü tartışılırken fikir olarak beliren bu kitapta önce bilimsel açıdan diktatörlüğün tanımı yapılmış, ardından Atatürk'ün izlediği yol, tarihi ve bilimsel açıdan değerlendirilerek ortaya konulmuştur. Kitabın ilk bölümünde neredeyse bir üniversite kampüsünde ders anlatılır gibi ileri sürelen tez ortaya konularak, bilim ve bilimsel düşüncenin tanımları yapılmış, tarihsel örnekler verilmiş ve bilimsel yöntem ile Atatürk'ün yöntemi karşılaştırılmış. Ve tüm bunlar yapılırken kaynakçalarla birlikte verilmiş. Ardından Anadolu'ya çıkıştan başlayarak devrim süresi tarihsel sırayla ve kısa bir özet halinde değerlendirmelerle ortaya konmuş. Bu bölümde kaynakçalarla birlikte fotoğraflar da yer almış.</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="color: #252525; font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="background-color: white; line-height: 22.3999996185303px;"><br /></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglxRAcWglZNR09SnGenA0a8ueKr_CwEUUaiJ9MYEtTHN7syAW5UZmZ9TJ8IbIMKR8tTx0MzGJvavx9ipq1QpWo1y1FGkLm-GgYwSoAL5hRKz9WCHzVjKaXCG33iK9-k6DEhrnvRlDUEZb1/s1600/%C5%9Fd%C4%B1s.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglxRAcWglZNR09SnGenA0a8ueKr_CwEUUaiJ9MYEtTHN7syAW5UZmZ9TJ8IbIMKR8tTx0MzGJvavx9ipq1QpWo1y1FGkLm-GgYwSoAL5hRKz9WCHzVjKaXCG33iK9-k6DEhrnvRlDUEZb1/s1600/%C5%9Fd%C4%B1s.jpg" height="344" width="640" /></a><span style="color: #252525; font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="background-color: white; line-height: 22.3999996185303px;">"Çerez" niteliğinde ifadesini işte bu nedenle kullandım. Aslında böyle bir bilim adamının bu kadar basit anlatımlı bir kitabı olması şaşırtıcı gelebilir. Ancak Atatürk'ü ve devrimleri daha geniş kitlelerinin anlaması için başarılı bir yayın olduğunu düşünüyorum. </span></span></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="color: #252525; font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="background-color: white; line-height: 22.3999996185303px;">Daha önce başka bir yerde okumadığım bana ilginç gelen iki bölümü de burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi kurtuluş savaşı sırasında Atatürk'ün iki önemli kurmayı vardı biri İsmet Paşa diğeri Kazım Karabekir Paşa. Anlatacaklarım bu ikisiyle ilgili...</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Mustafa Kemal Anadolu'ya çıkmadan önce bazı arkadaşlarıyla konuşmuş, zihnindekilerden, yapmak istediklerinden bahsetmiş. Bazı arkadaşları sadece ona güvendikleri için ^Tamam Paşam, yapalım." demişler ama bunların gerçekleşebileceğine tam da inanmamışlar. Anadolu'ya giderken İsmet Paşa'yı arayıp kendisiyle birlikte gelmesini istemiş. İsmet Paşa "Daha yeni evlendim" cevabını vererek bu daveti reddetmiş. Bu cevabın arkasında "Ne olacağı belli değil, ihtiyatlı davranayım." düşüncesi var. İsmet Paşa'nın hayat felsefesi bu ..."yoğurdu üfleyerek yeme" Fakat Mustafa Kemal öyle değil, kendisini bir konuda ikna ettiği zaman o işin peşine düşebilen bir insan. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Kazım Karabekir'li anı ise şöyle... Bize yıllarca ders kitaplarında okutulan ile çelişiyor biraz. Kitaplardakine göre Kazım Karabekir Paşa Atatürk'ü Erzurum'da karışlar ve "Emrinizdeyim Paşam" der. Ancak Armstrong'un ünlü BOZKURT kitabında olay şöyle geçer: Kazım Karabekir Mustafa Kemal Paşa'yı karşılar, İstanbul'dan gelen emri gösterir, "Sizi tevkif etmek zorundayım" der. Mustafa Kemal de, "Peki, ama önce bir konuşalım" der, odaya girerler çıktıktan sonra herkesin gözü önünde Kazım Karabekir, "Emrinizdeyim Paşam" der. Atatürk Kazım Karabekir Paşa'yı ikna etmiştir. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Benim şahsi kanaatim olaylara tek açıdan bakılamıyacağıdır. Özellikle üzerine düşünülen konu tarih ve insanlar ise bilimsel değerlendirmeler, tarihsel durum değerlendirmeleriyle birlikte yapılmalıdır. Kesin yargı yoktur. Dolayısıyla farklı bakış açılarıyla Cumhuruyetimizin kuruluş sürecini ve etkisi olan kişilerin hayatlarını okumak beni her zaman mutlu etmiştir. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Kaynakça olarak çocuklarımın da okumasını isteyeceğim, diliyle anlaşılır güzel bir kitap ortaya çıkmış. Tavsiye ediyorum.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">KİTABIN ADI DAHİ DİKTATÖR</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">YAZARI A.M. CELAL ŞENGÖR</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">YAYINEVİ KA KİTAP</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">SAYFA SAYISI 133</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">YAYIN YILI 2014</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="color: #252525;"><span style="background-color: white; font-size: 14px; line-height: 22.3999996185303px;"><br /></span></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="color: #252525;"><span style="background-color: white; font-size: 14px; line-height: 22.3999996185303px;"><br /></span></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="color: #252525;"><span style="background-color: white; font-size: 14px; line-height: 22.3999996185303px;"><br /></span></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><span style="color: #252525;"><span style="background-color: white; font-size: 14px; line-height: 22.3999996185303px;"><br /></span></span></span></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-85806204947952681852015-04-29T02:13:00.000-07:002015-04-29T02:13:01.545-07:00SESLER / DANIEL KEHLMANN <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn-ItZEEjUz2Q1x5d2okbOiGnSm607coy1f_pb-gX-A0YA3bPyPRLVVG6Bz4pgQ_VLq_QyWBwG_PopN87CU3JJvcqm4SilBs3XqzrgcQrf4qxw6LlK2SCqDrGrPmmpeR1N_YHi2ZHCho0b/s1600/IMG_20150429_105255.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn-ItZEEjUz2Q1x5d2okbOiGnSm607coy1f_pb-gX-A0YA3bPyPRLVVG6Bz4pgQ_VLq_QyWBwG_PopN87CU3JJvcqm4SilBs3XqzrgcQrf4qxw6LlK2SCqDrGrPmmpeR1N_YHi2ZHCho0b/s1600/IMG_20150429_105255.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
Merhaba,<br />
<br />
Bazı insanlar vardır, yolda yürürken sürekli bir şeyler bulur. Bazen yere düşmüş küçük bir altın zincir, bazen 5 TL, bazen gözlük vs. vs. Ben cebinde unuttuğu parayı bulanlardanım, o zaman sanki dünyanın en büyük servetine ulaşmış gibi mutlu olurum. Bilmem neden? Bir de beni en çok bugün size tanıtacağım ROMAN gibi kitaplarla rastlantı eseri buluşmak mutlu eder. Nasıl tarif etsem? Sanki sıkıcı bir rüyanın içindeyken asla uyanmak istemeyeceğiniz heyecanlı kısmı başlamış gibi bir duygu. Uyansanız bile gözlerinizi kapatıp tekrar uykuya dalmak istediğiniz anlarda yaşadığınız his gibi.<br />
<br />
Öykü okumayı seviyorsanız ve benim gibi öykü yazma heveslisiyseniz dokuz öyküden oluşan bu roman tam size göre. Bu romanı sevgili kızımın kitaplığından ödünç aldım. Elimde okunmak için sırada bekleyen bir çok kitap olmasına rağmen çoğu zaman farklı kitap arayışına girerim. Sevgili kızım da bir gün indirimden bir kaç kitapla birlikte bu romanı seçmiş ama henüz okumamıştı.<br />
<br />
Alman yazar <b>Daniel Kehlmann</b> ülkesinde felsefe ve edebiyat eğitimi almış ve halen çeşitli üniversitelerde konuk olarak eğitmenlik yapıyor. Ülkemizde Can Yayınları tarafından basılmış dört romanı var. <b>SESLER</b> son romanı. Dili sürükleyici. Ancak bu konuda benim fikrimce çevirmenin de etkisi büyük. <b>Yeşim Tükel Kılıç</b> çevirmiş. Çevirmen dile ve edebiyata çok hakim.<br />
<br />
Yazarın felsefe eğitimi almış olduğunu bilmeden öykülerini okumaya başladım. Karakter tahlilleri, canladırmaları çok başarılıydı. Sonra karakterleri ve olayları bu şekilde çözümleyişinde felsefi bakış açısının etkisini anladım. Okuyucu olarak ister istemez okuduklarımı zihnimde tasnif edip, tarzları kıyaslıyorum. Bu adam hem yaşayan karakterler oluşturmada, hem günümüzün toplumsal sorunlarını karakterlerinin omuzlarına yüklemede, hem de olayları sürükleyici bir tarzda anlatmada oldukça başarılı. Dokuz öykünün nerede birlirleşip nerede ayrıldığını tam anlayamadan bir roman tadında okuyursunuz kitabını.<br />
<br />
İkili hayat yaşayan ve karmaşası içinde boğulan bir adam, ölüm yolculuğuna çıkan ama yaşamak için öykücüsüne yalvaran bir kadın, takıntıları olan bir yazar ve onunla anı yaşayan baş karakterine ilham olan bir kadın, gün geçtikçe yaşlanan ve tanınmamayı daha çekici bulan ünlü bir film yıldızı, bu film yıldızının hayatıyla kendi hayatı karışan bir adam,.. Gerçek ve hayal arasında gidip gelen bir anlatım.<br />
<br />
Gümüzün koşullarının insana yüklediği sıkıntılar ve insan olmanın getirdiği zamandan bağımsız tek düzelik bu öykülerde karmaşadan uzak bir tarzda anlatılmış.<br />
<br />
Başarılı Alman yazarla henüz tanışmadıysanız bir an önce tanışmanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar,<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI SESLER<br />
<br />
YAZARI DANIEL KEHLMANN<br />
<br />
YAYINEVİ CAN YAYINLARI<br />
<br />
YAYIN TARİHİ 2010<br />
<br />
SAYFA SAYISI 175<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-4613646806891553332015-04-10T09:47:00.002-07:002015-04-10T09:47:48.623-07:00KAFA DERGİSİ NİSAN SAYISI <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyyZlOHDXOKRktT2A5M94PLjjOhxddb_uPHp8PrZTFCldovRG7CgpfVbYrgTY3MoDhoS6HMHxg7U_wSqJWnxtQsmBg0o4zGJVlr_cKC8Isvy8znhqKf9-L3aqKC6UgfaQ4rRkyd6cFB4-c/s1600/IMG_20150409_141308.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyyZlOHDXOKRktT2A5M94PLjjOhxddb_uPHp8PrZTFCldovRG7CgpfVbYrgTY3MoDhoS6HMHxg7U_wSqJWnxtQsmBg0o4zGJVlr_cKC8Isvy8znhqKf9-L3aqKC6UgfaQ4rRkyd6cFB4-c/s1600/IMG_20150409_141308.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
Yine KAFA dergisi. Her ay heyecanla derginin satışa çıkışını bekliyorum. Bu sayının kapağında büyük üstat YAŞAR KEMAL var. Yeşil parkası sırtında halk adamı, Anadolu insanı YAŞAR KEMAL'i kapaklarıyla ölümsüzleştirmişler.<br />
<br />
Dergi son bir kaç sayıdır kapağı afiş olarak da kuşe kağıda basılı olarak dağıtıyor. Saklamak isteyenler için çok güzel bir arşiv olabilir.<br />
<br />
Bu dergiyi neden bu kadar anlatıyorum? Çünkü az paraya bir ay boyunca dolu dolu yazılarıyla elden ele dolaşsın istiyorum.<br />
<br />
Henüz okumayanlara duyurulur.<br />
<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-12238511655359512502015-04-09T04:48:00.000-07:002015-04-09T04:48:37.149-07:00DÖNÜŞÜM / KAFKA<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7ez6PseDvN2fGcXJhD3nI4h12wFqEB_2m5ZBOaQkSbk4IbFjdDzJHvexTO7P4vWhPodiFl69HygNnFAA4zqVIkKyvVVikWk_a_ouFjufmM5BZGENl7w1myT6-Z3dZyoQpcZwUXRntSC2b/s1600/IMG_20150409_141210.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7ez6PseDvN2fGcXJhD3nI4h12wFqEB_2m5ZBOaQkSbk4IbFjdDzJHvexTO7P4vWhPodiFl69HygNnFAA4zqVIkKyvVVikWk_a_ouFjufmM5BZGENl7w1myT6-Z3dZyoQpcZwUXRntSC2b/s1600/IMG_20150409_141210.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
Dönüşüm... D&R'ın sıklıkla yaptığı indirim günlerinden birinde kızım STEPHEN ZWEIG'ın SATRANÇ'ını ben de KAFKA'nın DÖNÜŞÜM isimli kitaplarını almıştık. İş Bankası Modern Klasikler Dizi'sinde yer alan bu iki kitap da bizim beğenerek okuduğumuz, düşündüren, zenginleştiren eserler oldu.<br />
<br />
Kızım benden önce kitabını okudu, bitirdi, ben biraz geriden geldim açıkçası. Zeynepciğim SATRANÇ'ı çok kısa sürede okudu ve çok etkilendiğini söyledi. Ben de DÖNÜŞÜM'ü okumak için sanıyorum KANLI AY TUTULMASI nı bekliyordum. Ruh halim doğanın bu dönüşümlerinden çok etkileniyor gibi...<br />
<br />
Okuyacağım kitapları seçerken önce arka tanıtım bölümlerine bakar, ardından içinden bir kaç cümle okurum. Bakalım bana olacak mı? Şaka yapmıyorum. Elbise seçer gibi belki ama kesinlikle gerekli bir eylem bu. Yoksa kitaplığın bir köşesinde yıllanıp sonra kütüphaneye yollanacak kitaplardan olabilir. Her ne kadar klasik kitaplar da olsa <b>konunun</b> ve en <b>önemlisi</b> dilin sizi sarıp sarmayacağı çok önemlidir.<br />
<br />
KAFKA'nın hayat hikayesi bana göre olabildiğince sıradan ama bir o kadar da acıklı. Sıradan çünkü otoriter bir babanın çocuğu. Yahudi asıllı oluşu kuralların ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Belli ki babasından kaynaklanan sevgi eksikliği ve baskı hayatı boyunca onun peşini bırakmamış. Acıklı yanı ise genç yaşından itibaren yazmayı sevmesine rağmen toplumsal baskılar nedeniyle yazmak yerine geçimini sağlayacak bir meslek arayışı ve tam gerçek aşkına kavuşmuşken verem olduğunu öğrenmesiyle ölüme hazırlanışı.<br />
<br />
DÖNÜŞÜM'de bu hayata sahip yazarın kendini ruh halini yalın ancak etkileyici bir tarzda ifade edişine şahit oluyorsunuz. Toplumsal şartlanmalar, sorumluluklar altında sıkıntıyla sürdürülen iş ve sosyal yaşam, ortaya çıkan bir aksilikle tamamen bir karmaşaya dönüşürken sessiz sedasız bir yokoluşa gidiş bu öyküde başarılı bir şekilde ortaya konuyor. Acıklı olan ise gidenin ardından kalanların duruma kurtuluş olarak bakması.<br />
<br />
Bir kere daha anladım ki klasikleri okumak lazım. Şu günlerde özellikle satış rakamlarıyla öne çıkan yayınların olduğu günlerde okuma kirliliğini temizlemenin yolu ara sıra klasiklere dönmekten geçiyor. Konu, dil, anlatım...okumaya yönelik bakış açınızı değiştiriyor.<br />
<br />
Tahmin ediyorum ki kitapla haşır neşir bir çoğunuz bu öyküyü okumuşsunuzdur ama varsa okumayanınız hararetle tavsiye edilir.<br />
<br />
Sevgilerimle,<br />
<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI DÖNÜŞÜM<br />
<br />
YAZAR FRANZ KAFKA<br />
<br />
YAYINEVİ TÜRKİYE İŞ BANKASI YAYINLARI<br />
<br />
SAYFA SAYISI 74<br />
<br />
YAYIN YILI 2013<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-83839905115170906002015-03-11T12:47:00.001-07:002015-03-11T12:47:47.508-07:00GENERAL UÇTU / Mehmet Zaman Saçlıoğlu <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfE3ArdwPccng1Aql1LtxoBzo5-4SBRFsROEaR0xQU7AHtV5C_qFzkJgJz9WsvDXNVMCs-uBwXlBWKCRhlICvHulhISNZSwbK65JEKO8RwJfkroiHwl2q0w3k7VBLoJXjFacgtkvhH9ngF/s1600/IMG_20150311_112251.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjfE3ArdwPccng1Aql1LtxoBzo5-4SBRFsROEaR0xQU7AHtV5C_qFzkJgJz9WsvDXNVMCs-uBwXlBWKCRhlICvHulhISNZSwbK65JEKO8RwJfkroiHwl2q0w3k7VBLoJXjFacgtkvhH9ngF/s1600/IMG_20150311_112251.jpg" height="400" width="300" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Bu akşam çok heyecanlıyım, yazmak için sabırsızlandığım bir roman var elimde. Uzun zamandır böylesine kendimi kaptırıp, elime aldığım günün ertesi günü bitirdiğim roman olmamıştı. Hani uzun süre susuz kalırsınız da kana kana içersiniz ya öyle iyi geldi işte bu roman bana. Bazen okuma heyecanım söner, ağırdan alırım. Öyle zamanlarda böylesi romanlarla karşılaşmak iyi oluyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
"General Uçtu" 1980 darbesinden önce ve sonra yaşananları bir ailenin yaşadıkları üzerinden, tanıklarıyla anlatan akıcı, duygu yüklü bir roman. Yazarın ilk okuğum eseri. 2014 yılının başlarında raflara çıkmıştı ve satış listelerine de girmişti. Benim seçmemin nedeni yeni yazarlarla tanışmak istemem ve bunun için özellikle YUNUS NADİ ÖDÜLLÜ öykü ve romanları takip etmem oldu. "General Uçtu" 2014 yılı ROMAN ÖDÜLÜ'nü almış. Yani ödülü de çok yeni. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Yanlız baştan uyarmak zorundayım : Gözyaşları sel oluyor. İki gün içinde hıçkırıklarıma engel olamadan o kadar çok ağladım ki. Roman hikayenin içine alıyor, olaylara şahit tutuyor ve içselleştirmenizi sağlıyor. Yazar yukarıdan bakan, karmaşık cümlelerle değil bir anıyı paylaşır tarzda ortaya koyduğu hikayesinde karekterlerini öyle içten yaşatmayı başarıyor ki, kendinizi zaman zaman karakterlerin yerine koyuyor, onların bakış açılarıyla düşünmeye başlıyorsunuz.<br />
<br />
Romanın hikayesine gelince, başkarakter Harun Karakoç üzerine gelişiyor. Burdur'da yaşayan bu fakir delikanlı bir aile dostlarının önerisiyle Gönen Köy Enstitüsü'ne yazılıyor. İdealist bir öğretmen oluyor. Yine kendisi gibi öğretmen olan eşi Münevver'le evleniyor ve başlıyorlar tayinlerle ülkenin dört bir yanını dolaşmaya. Tabii bu arada Demokrat Parti'nin iktidara gelişi, 27 Mayıs darbesi, ailenin genişlemesi, 5 çocukları oluyor, çocuklar büyürken ülkenin siyasi ortamının da değişmesi ve 80 darbesi. Ailenin kuruluşu ve gelişmesiyle, ülkenin bu tarihi süreci paralel bir şekilde veriliyor. En küçük kızları dışında bütün çocukları üniversiteye yerleşiyor. Büyük oğulları Murat üniversitede sol görüşlü örgütlerde yer alıyor, mitinglere katılıyor, afişler asıyor. Zaten acıklı hikayede burada başlıyor. Bir darbe yaşamış olan Harun bey oğlunun bu ortamda başına bir sıkıntı gelmesinden korkuyor ama aynı zamanda da, bir şey yapamayacağını biliyor. Bu arada büyük kızı Yüksel başarılı bir kimyager genç ile nişanlanıyor, Sinan. Bu genç adam üniversite eğitimin ardından aldığı bursla Almanya'da eğitimine devam ediyor, bir an önce bitirip ülkesine gelmek ve Yüksel ile evlenmeyi planlıyor. Geleceğe yönelik böyle güzel planlar yapılırken ülke hızla kara günlere yürüyor. Murat gibi bu gençler de bu kara günlerden nasiplerine düşeni almak zorunda bırakılıyorlar.<br />
<br />
....<br />
<br />
Romanın bana göre en başarılı yönü süpriz gelişmelerle okuyucuyu şaşırtması. Tüm karakterleri yaşadıkları ortama bakış açılarıyla ayrı ayrı değerlendirmesi.<br />
<br />
Süprizleri tahmin edersiniz ki açıklayamam, okumalısınız. O günleri bu bakış açısından dinlemelisiniz. Ben neden çok ağladım biliyor musunuz? Ben 1973 doğumluyum. Ailem demokrattı. Sol görüşlü değildi. Darbe olduğunda ben 7 yaşındaydım. Çok şey hatırlayamıyorum. Sonrası ise zaten daha karanlık. Yasaklar yasaklar. Biz bu yakın tarihi tüm açıklığıyla öğrenemeden gençliğimizi geçirmek zorunda bırakıldık. Bugün ise bir anneyim ve kendimi o ana ile babanın yerine koydum. Evladının elinden alınması ve senin hiç bir şey yapamaman nasıl bir duygudur tahmin edebiliyorum. Ve tüm bu insanların bu acılarla nasıl yaşadıklarını düşünemiyorum. Dolayısıyla acıların üstünü örtmek değil, açmak, hissetmek lazım diye düşünüyorum. Umarım ülke böyle günleri bir daha yaşamak durumunda bırakılmaz.<br />
<br />
Sevgilerimle,<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI GENERAL UÇTU<br />
<br />
YAZAR MEHMET ZAMAN SAÇLIOĞLU<br />
<br />
YAYINEVİ İŞ BANKASI<br />
<br />
YAYIN YILI 2014<br />
<br />
SAYFA SAYISI 258<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-63546918866635359552015-03-02T06:15:00.000-08:002015-03-02T06:15:44.638-08:00BESLENME SAATİ / AYÇA KAYA<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0mzQbzhYEs-fArLF4C29JiBAX-qfSgwK1SgUyg3sBlAfnAOHgxGD1sEojcF6ubOet6_tN-BMWkw0vTEUwmSK8b0DYbVyksy1vq3n4yvKz6THWO3I8WPmAxIUxv9Y66VB7CQgeXNZ5vzHN/s1600/IMG_20150302_151721.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0mzQbzhYEs-fArLF4C29JiBAX-qfSgwK1SgUyg3sBlAfnAOHgxGD1sEojcF6ubOet6_tN-BMWkw0vTEUwmSK8b0DYbVyksy1vq3n4yvKz6THWO3I8WPmAxIUxv9Y66VB7CQgeXNZ5vzHN/s1600/IMG_20150302_151721.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
20 yıllık aktif iş hayatından sonra (ki kadın için iş hayatı sadece iş hayatı değildir aynı zamanda işten sonra evde geçirilen zaman dilimi de bir nevi iş hayatıdır) hayata daha farklı bakmaya başladım. Öncelikle o koşuşturma esnasında gözden kaçırdığım gerçekleri algılamaya başladım. Neydi bunlar?...<br />
<br />
1- Hayatı çok hızlı yaşıyorduk. Yaşarken de hayata anlam katan bir çok detayı gözden kaçıyordum.<br />
2- İnsanlara karşı sabırsızdım. Gülümsemeyi unutmuştum.<br />
3- Kurulmuş bir robot gibi hareket ediyordum.<br />
<br />
Aslına bakarsanız o keşmekeşten uzaklaştıktan sonra da hayat çok fazla rahatlama modunda değil. Yine bir koşuşturma yine bir şeylere yetişememe telaşı var ama ilave sıkıntılardan azalmış bir halde var. Aslında çok basit bir gerçeğe dayanıyor her şey: Bu koşturma biterse yaşam biter. Şimdi tüm bunların BESLENME SAATİ ile ne ilgili var diyeceksiniz.<br />
<br />
Dinleyin o halde... İki kızım var. Aktif iş hayatı içinde iki defa hamile kaldım ve zorunlu izin sürem biter bitmez hemen işe dönmek zorundaydım. Bunun iki sebebi vardı. İlki işimi çok seviyordum, kaybetmek istemiyordum. İkincisi çocuklarıma daha iyi bir gelecek için çalışmalıydım. Ama bu hamilelikler sırasında yemek yapmayı da yemeği de çok sevdiğim ve genetiğim de buna müsait olduğu için 25'şer kilo aldım. Hep doğruyu yaptığımı düşünürken çoğu kez yanlış yaptım. Sonra yıllar geçtikçe aslında bize pompalanan yeme alışkanlığının ne kadar hatalı olduğunu gördüm. Çünkü sağlığım elden gidiyordu. Ama asıl tehlike çocuklar için geçerliydi. Hafta içi okul, okuldan sonra eve gelen ama maalesef bahçede ya da sokakta oyun şansı olmayan, dolayısıyla yediğini yakamayan çocuklar da yavaş yavaş şişmanlamaya başladı. Onlar için de hayat şöyleydi...hafta içi okul, ödev, sınav...hafta sonu tenis, aikido, ingilizce kursu vs. vs. Biliyorum bu durum bir çoğunuz için de aynen böyle.<br />
<br />
Bir arkadaşımın tavsiyesiyle AYÇA KAYA'nın ilk kitabını almıştım ve televizyonda da konuk olduğu bir kaç programını izledim. O zaman küçük dokunuşlara hem keyifle doyarken hem de kilolardan nasıl kurtulabileceğimi öğrendim. Tabii her şey kişinin kendi azmine kalmış ama şunu unutmamak lazım. Şeker hastalığı şu an sizi yakalamış olsa bile her yıl bu hastalığa yakalanma riskiniz artıyor. Eşimin doktoru ŞEKER HASTALIĞININ kanserden bile daha tehlikeli oldğunu ve çağımızın en büyük derdi olduğunu özellikle belirtmişti bize. Bugün araştırmalar gösteriyor ki dünya hızla şişmanlıyor. Tüketemediğimizden fazlasını yiyor, sonra yine yiyiyoruz. <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdUPz9rO-7W79TB0wcBuQznDT1L-aT_FNxSx-_97_6m0K7TdAJf4MPVIxTSQbcOUHh0hDJBitS9pJ1zU-lrd0uRWuiO2dtr9IPZTdFXz_wbosumAoK3lOmiVx43W7obp9agAlINoXSn6nj/s1600/IMG_20150302_151845.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdUPz9rO-7W79TB0wcBuQznDT1L-aT_FNxSx-_97_6m0K7TdAJf4MPVIxTSQbcOUHh0hDJBitS9pJ1zU-lrd0uRWuiO2dtr9IPZTdFXz_wbosumAoK3lOmiVx43W7obp9agAlINoXSn6nj/s1600/IMG_20150302_151845.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
Bu noktada asıl dikkat edilmesi gereken yeni neslin beslenme alışkanlıklarını değiştirmek. İşte bunun için BESLENME SAATİ güzel öneriler içeren bir kitap. Öncelikle yazarın bir diyetisyen değil İç Hastalıkları Uzmanı olduğunu belirtmek istiyorum. Anne oluşu ve iki oğlunu büyütürken deneyimlediklerini paylaşması da güzel olmuş. Rahalıkla bu deneyimleri içselleştirebiliyorsunuz. Kitapta bebeklik döneminden ergenlik dönemine bebek bekleyen annnelere kadar öneriler var.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1XM_OQrwowO43UDVaRjTWn7Zcf6LMV9hQyhscbWtmO7OofIynxGQs-YKWjhhc3Pa4akD60eVAHb5KTJkIGckTls8o46fxCqUnhwCub9fvApY2J2iTsa6HWVHmb4uYqbQ2KawylA6lOx3m/s1600/IMG_20150302_151815.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1XM_OQrwowO43UDVaRjTWn7Zcf6LMV9hQyhscbWtmO7OofIynxGQs-YKWjhhc3Pa4akD60eVAHb5KTJkIGckTls8o46fxCqUnhwCub9fvApY2J2iTsa6HWVHmb4uYqbQ2KawylA6lOx3m/s1600/IMG_20150302_151815.jpg" height="480" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Kitabın bir diğer güzel tarafı içinde tarif ve örnek menülerin bulunması. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Şöyle bir gerçek var ki önüne hiç bir şey geçemez!!! ÖNCE SAĞLIĞIMIZ. Bunun için de kafayı çok karıştırmadan, bizden birinin yazdığı bir kitabı alarak ve her şeyi başı olan beslenme sistemini düzene koyarak işe başlayabilirsiniz. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Sevgilerimle, </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
KİTABIN ADI BESLENME SAATİ</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAZARI Dr. AYÇA KAYA</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAYINEVİ DOĞAN KİTAP</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
SAYFA SAYISI 183</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAYIN YILI 2015</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-86967878901368737542015-02-26T09:20:00.001-08:002015-02-26T09:20:39.838-08:00YENİ KİTAPLARIM GELDİ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYL21-thxplwNMhw5grxYavrFsD6GM62cJrZanLjmZ1qI6vlFZzbVr1hT5gD3RYs2TH4l14uLaUr-3y8efLcLRqMVulQQ2kcdOowy5DbGnUSqu6T3YAY4ipbd_do2dXvY99LlbPMPrLFR0/s1600/IMG_20150226_184939.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYL21-thxplwNMhw5grxYavrFsD6GM62cJrZanLjmZ1qI6vlFZzbVr1hT5gD3RYs2TH4l14uLaUr-3y8efLcLRqMVulQQ2kcdOowy5DbGnUSqu6T3YAY4ipbd_do2dXvY99LlbPMPrLFR0/s1600/IMG_20150226_184939.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
İşte şimdi bunlar okunacak. Kitapların siparişini verdikten sonra heyecanla kargonun gelmesini beklemek çok keyifli. Düşünmek, düşünebilmek için de daha çok okumak şart değil mi? Keşke okuma hızımı da arttırabilsem. Kitaplarımı okudukça sayfamda paylaşmaya devam edeceğim. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Herkese keyifli okumalar diliyorum. </div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-36396944182433829652015-02-26T09:11:00.001-08:002015-02-26T09:11:32.126-08:00KAFA DERGİ ŞUBAT SAYISI <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhvNRNc_43X42u-aGcTTssv0swPR3MiNGf_TyDQzWxnEf4nJC47_zukrHSsPOEq-CGTDo9OX6f34HqK8vtVaHbJ7VahItd381NOUWpA4BvDWy2YSAHxzgTPVt9ecyCqP8S6ModxfUm4iir/s1600/IMG_20150226_185049.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhvNRNc_43X42u-aGcTTssv0swPR3MiNGf_TyDQzWxnEf4nJC47_zukrHSsPOEq-CGTDo9OX6f34HqK8vtVaHbJ7VahItd381NOUWpA4BvDWy2YSAHxzgTPVt9ecyCqP8S6ModxfUm4iir/s1600/IMG_20150226_185049.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
Biraz geç oldu farkındayım ama şu meşhur grip ülkeye yeni girmişken beni buldu sanki... Uzun zamandır, kolumu kaldıracak halim yoktu. Üstüne bir de göz damarlarımı bile sızlatacak şiddette baş ağrısı da eklenince kabus gibiydi. Geçti mi tam değil sanki ama fırsatı bulunca hemen yazmaya başlamak istedim.<br />
<br />
Bu dergi hayatıma girdiğinden beri çok mutluyum. Umarım yayın hayatı uzun olur. Öyle olması için de her defasında aldığımda paylaşmak istiyorum. Fiyatına ufak bir zam yapılmış, 5 TL idi 6 TL olmuş ama değer. Bir ay boyunca elinizde kalacak, ister şiir, ister hikaye - deneme, ister anı tarzında olsun bir çok değerli çeşitlemeyle karşı karışıyasınız. Hala almadıysanız hemen alın, haklımıymışım bir görün bakalım.<br />
<br />
SevgilerAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-23003586465974020152015-02-20T04:08:00.001-08:002015-02-20T04:08:28.996-08:00GÖLGEDE YAŞAMAK / FADİME USLU<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDs-yulLInRR3sDXvUb2Lh7woazwqYAN5oaG27KdRw6xTlhtCVYs_OkEHzwog2_HVvOQsX8Pj-7C-z2kcB70H_puhyPz96BesGoWP7XPdiBf2ipLL2AGfN6ebS-prB8prvOzTjb36soInh/s1600/IMG_20150220_130911.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDs-yulLInRR3sDXvUb2Lh7woazwqYAN5oaG27KdRw6xTlhtCVYs_OkEHzwog2_HVvOQsX8Pj-7C-z2kcB70H_puhyPz96BesGoWP7XPdiBf2ipLL2AGfN6ebS-prB8prvOzTjb36soInh/s1600/IMG_20150220_130911.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<br />
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Benim için öykülerin yeri her zaman ayrıdır. Bir de yeni yazarları okumayı severim. Bu yeni bir keşiftir, heyecan verir. Fadime Uslu da öyle oldu benim için. Elimdeki kitabıyla Türkiye'nin en prestijli YUNUS NADİ ÖDÜLLERİNDE 2011 yılı Öykü ödülünü almış. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yeni okuduğum bir yazarın önce cümle kuruşuna sonra hikayeyi anlatışına dikkat ederim. Alıp götürüyor mu yoksa süslü cümlelerle edebiyat yaparken beni yarı yolda mı bırakıyor bunlar benim için önemlidir. Fadime Uslu'nun GÖLGEDE YAŞAMAK kitabını elime aldım, sonra baktım bir sayfa okuyup yatacağım derken bir sayfa bir sayfa daha diye devam edivermiş. Hikaye aslında çok ilginç değil, bir kadının kendini bulma ve kendiyle hesaplaşma çabaları...Çılgın bir kurgu yok... Fakat işin güzel tarafı da burada başlıyor. İnsanı ve içinde yaşattıklarını, gezip gördüklerini, süsten uzak tanımlama ve tasvirlerle sıkmadan anlatabiliyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Okuduğum kitapların birebir özetini vermekten pek hoşlanmıyorum. Bu bana emeğe haksızlık gibi geliyor ama kısa bir ön bilgi vermekte ya da içinden beğendiğim bir takım cümleleri paylaşmakta sorun yok. Sizi bu kitapta ne bulabileceğinizi biraz bilmenizde fayda var. Tabii etkileşim kişinin durumu, olaylara bakışı, ilgi alanı gibi değişkenlere de bağlıdır. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Neyse... Kitaptan kadınların kitaba bakışlarıyla ilgili öykü kitabındaki karakterlerden OYUNCU ile ÇÖZÜCÜ arasında geçen bir diyaloğu aktarmak istiyorum </div>
<div>
<br /></div>
<div>
"Kadınlar hayvani bir içgüdüyle okur kitapları, yakaladığı avin karnını deşercesine, aynı zamanda gönüllü bir kurban gibidirler. Okurken sözcükleri emmek için yanar tutuşurlar. Yazılanın ama söylenmeyenin altında yatanı, çeşitli anlamlara açık tasvirleri, kurgunun matematiğini hesaba katmadan, sadece olayın akışına göre sürüklenip gitmek isterler. Çetrefilli olaylar içinde kaybolurlar. Kayboldukları an yazarın bilincine takılmışlardır. </div>
<div>
.....</div>
<div>
Kitabı kapatıp mola verdiklerinde, yani akışı durduklarında, okuduklarını aklın bir köşesinde canlandırıp yeniden, defalarca düşünürler. "</div>
<div>
<br /></div>
<div>
...diyalog böyle devam ediyor. Ne düşündünüz ? Ben burada kadının tutkuyla bağlanmasının nasıl güzel tasvir edildiğine şahit oldum. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan keyifle okuyacağınız bir öykü kitabı buldunuz. Kaçırmayın derim. Yazarın sanat tarihi eğitiminin ardından, sınıf öğretmenliğini tamamlayarak aynı zamanda sınıf öğretmeni olduğunu ve yeni kitaplarının da çocuk kitapları olduğunu belirtmek isterim. Açıkcası böyle başarılı bir kalemin çocuklara yönelik dilini de merak ediyorum. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
SEVGİLER, </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
KİTABIN ADI GÖLGEDE YAŞAMAK</div>
<div>
<br /></div>
<div>
YAZARI FADİME USLU</div>
<div>
<br /></div>
<div>
YAYINEVİ EVEREST</div>
<div>
<br /></div>
<div>
YAYIN TARİHİ 2012</div>
<div>
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-84218958164716217322015-02-17T01:46:00.000-08:002015-02-17T01:46:15.258-08:00İÇİMİZDEKİ ÇOCUK / DOĞAN CÜCELOĞLU<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpqjvhakSRfWZao9ghwTz7F0X80kc6YylIQr8AIy78ISqodqnh8mqctLSuPWU4n6y0cz7aqwr1AG448jSVK4z0_KGq-RfoDYBB9Z3LE_Iw3B_164oClhw7oMTrSCZzxHxFutq5JwDZ52TV/s1600/IMG_20150217_105032.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpqjvhakSRfWZao9ghwTz7F0X80kc6YylIQr8AIy78ISqodqnh8mqctLSuPWU4n6y0cz7aqwr1AG448jSVK4z0_KGq-RfoDYBB9Z3LE_Iw3B_164oClhw7oMTrSCZzxHxFutq5JwDZ52TV/s1600/IMG_20150217_105032.jpg" height="320" width="293" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bugün bloğuma iki yazı eklemeyi planlıyorum. İlki çok sevdiğim psikolog Doğan Cüceloğlu'ndan İÇİMİZDEKİ ÇOCUK. Üniversite yıllarımda Doğan Cüceloğlu ile tanışmıştım. Reklamcılık okurken psikoloji derslerinde bize tavsiye edilen ve okutulan kitabı İNSAN VE DAVRANIŞI idi. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Doğan Cüceloğlu'nu çıktığı programlardan izleme fırsatını bulduysanız son derece samimi, insana üstünlük kurmayan, yargılamayan, pozitif bir iletişim dili kullandığını görümüşsünüzdür. Kitapları da aynen öyle. İçimizde yaşadığımız sorunların her zaman bir kaynağı olduğu ve bu kaynağa erişerek soruna çözüm üretmenin mümkün olabileceğini anlatır. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
İÇİMİZDEKİ ÇOCUK'u semt kütüphanemizden edindim, Okudum ancak son çıkan kitabı GERÇEK ÖZGÜRLÜK ile birlikte bu kitabı da arşivime almak istiyorum. Çünkü zaman zaman açıp okuyabileceğim bir kaynak niteliğinde. Hem bir ders kitabı, hem derttaş gibi... İlginç değil mi? Ama bana göre öyle. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Kitapta çocukluğumuzdan itibaren bize yüklenen bir takım değerlerle kişiliğimizin nasıl oluştuğu, her zaman içimizde bir çocuk bir de anne-baba taşıdığımızı hayatımız boyunca bu ikisinin iç konuşmalarına şahitlik ettiğimizi ve zamanla İÇİMİZDEKİ ÇOCUĞU artık duymaz hale gelmemizden bahsediyor. Kitap, içindeki çeşitli testlerle ve antremanlarla İÇİMİZDEKİ ÇOCUK ile tekrar nasıl iletişim haline geçebileceğimizi öğretiyor.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b><i>"Uyanış olduğu gibi kabul ettiğimiz dünyanın, bizim düşündüğümüzden farklı olabileceğini anlamakla başlar."</i></b></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgC_aTMAyyNLgeiPqBJ4124lF52k8eqTZYVrtyUnVe9jPB0kdgLy6o8UOASTxaZCBaTJlj0LcWyT3nJBkP1FAl9r9gBfp6OHyy2sdpnYcVVL_nr7pu87oOlgnHtDOy6bCGJWHi8tWuslxCg/s1600/IMG_20150217_105636.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgC_aTMAyyNLgeiPqBJ4124lF52k8eqTZYVrtyUnVe9jPB0kdgLy6o8UOASTxaZCBaTJlj0LcWyT3nJBkP1FAl9r9gBfp6OHyy2sdpnYcVVL_nr7pu87oOlgnHtDOy6bCGJWHi8tWuslxCg/s1600/IMG_20150217_105636.jpg" height="320" width="262" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
1938'te, 11 çocuklu Silifke'li bir ailenin son çocuğu olarak Doğan Cüceloğlu, İstanbul Üniversitesini bitirdikten sonra Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde, ABD'de California Eyalet Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmış ve kırktan fazla bilimsel makale yazmıştır. Kitaplarında bu akademik ve bilimsel tecrübelerinin izlerini görebiliyorsunuz. Örneğin yukarıda verdiğim sayfada TEMEL SORUNLARI GÖRME bölümünde İçimizdeki Çocukla ilgili 14 temel sorunu Charles L.Whitfiel'den "A Gift to Myself" kitabında nasıl maddelediğinden bahsedip bunları teker teker açıklamaktadır. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Cüceloğlu, kitabın sonunda, ÖZE ULAŞMA bölümünde Sağlıksız İç Çocuğun Merkez Aldığı <b>Acı Veren Duygular</b> ile Sağlıklı İç Çocuğun Merkez Aldığı <b>Mutluluk Veren Duyguları</b> karşılaştırmalı tablo olarak vermiş. Örneğin </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
KORKU yerine UMUT, </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
KIZGINLIK yerine ŞEFKAT, </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
UTANÇ yerine ONUR, </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
ŞÜPHE yerine GÜVEN gibi.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b><i>"Özümünzle ilişkinizi kurunca, olumsuz duyğuları kendinizin bir parçası olarak görmezsiniz, onların dışarıdan gelen kaynaklarını hemen görür ve bu nedenle kolayca etkisinden kurtulursunuz."</i></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b><i><br /></i></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Özellikle anne babaysanız, sağlıklı bireyler yetiştirmek istiyorsanız Doğan Cüceloğlu'nun kitaplarını tavsiye ediyorum. Sınav süreçleri içersindeki çocuğunuza destek olmak amacıyla BAŞARIYA GÖTÜREN AİLE kitabını da okuyabilirsiniz.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<h2 style="clear: both; text-align: left;">
<i>Not - Maalesef çok kara günler yaşıyoruz. Geçtiğimiz Cuma gencecik bir kızın vahşi bir şekilde öldürülüşünün haberiyle sarsıldık. Konuyla ilgili sosyal medayada, haber bültenlerinde çok fazla haber dolaşmaya başladı. Konuyla ilgili dün Doğan Cüceloğlu'nun da bir açıklaması vardı. Facebook üyeliği olanlar lütfen bulsun okusun.</i></h2>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Hiçbirimiz mükemmel değiliz ama kendimizi sevmeyi öğrenebilirsek, hayatı da sevebiliriz. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Keyifli okumalar</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
KİTABIN ADI İÇİMİZDEKİ ÇOCUK</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAZARI DOĞAN CÜCELOĞLU</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAYINEVİ REMZİ KİTABEVİ</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
YAYIN TARİHİ 1996, KASIM </div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0İstanbul, Türkiye41.00527 28.97695999999996340.621820500000005 28.331512999999962 41.3887195 29.622406999999964tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-58882444514404476322015-02-13T02:06:00.002-08:002015-02-13T02:06:25.088-08:00OKUMAK... <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9045hFJyfc4m-t2Dm6jV26uvjoawbAo24cD49HBa4ib5P0W5GimC_QuRu_MqVWR4-7A1dBil7wZC_Ab1Vm-UqX7Tbj-xuVgufviziLSmWoLUJFeMCVXHqi99UZURE0gZTgSWN8d3m7lQV/s1600/okumak.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9045hFJyfc4m-t2Dm6jV26uvjoawbAo24cD49HBa4ib5P0W5GimC_QuRu_MqVWR4-7A1dBil7wZC_Ab1Vm-UqX7Tbj-xuVgufviziLSmWoLUJFeMCVXHqi99UZURE0gZTgSWN8d3m7lQV/s1600/okumak.jpg" height="249" width="400" /></a></div>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">OKUMAK ...</span></div>
<b id="docs-internal-guid-2eea4668-8266-507e-42d3-52fd51e9186e" style="font-weight: normal;"><br /></b><br />
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi bilir? demişler bu olayı da bir evrensel tartışmaya dönüştürmüşler. Ben her iki durumun da kişiye göre değiştiğini düşünüyorum. Yani bir adam dünyayı geziyor olabilir ki iş hayatımdan tanıdığım öyle çok adam var. Ama bunu bir avantaja dönüştürmek yerine robot gibi uçaktan otele, oradan toplantıya, sonra yine otele yapıyorlar. Halbuki Çin, Fransa, Amerika gittiğin yerlere göre planlamanı yapsan, ilgi alanın neyse kültür, spor, müzik, yeme-içme vs. o kadar çok biriktireceğin malzemen olur ki, belki de oturur kitabı kendin yazarsın. </span></div>
<b style="font-weight: normal;"><br /></b>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Öte taraftan benim gibi çok gezme fırsatı olamayanlar var. Ama ben de çok okuyanlar grubuna dahilim. Çok merak ederim. Dünyayı, hayatı ve insanları bir keşif alanı gibi düşünürüm. Sessizce evinizin camından dışarıyı seyretseniz ya da bir kafe de oturup çevreyi o kadar çeşitli insan ve o kadar değişken olay var ki… Böyle olunca da okumak bana ilaç gibi gelir. Tabii herkes gibi ben de ilgi alanıma göre okurum. Çok okumama rağmen yine de yeterli hıza sahip olmadığımı düşünürüm. Mesela psikoloji, tarihsel roman, eğitim, anı - biyografi öncelikli ilgi alanımı oluşturur. İlgi alanımdaki her yeni kitap bir diğerini okumam için bana yol açar. Zihnime antreman yaptırır, hayal gücümü, kelime hazinemi zenginleştirir. Gidemediğim yerleri görürüm, tanıyamadığım kültürlerle kendi kültürüm arasında bağ kurarım, farklılıkları algılarım. Ayrıca elimdeki her kitap bittiğinde içine bir damla daha almış büyük bir göl gibi hissederim. </span></div>
<b style="font-weight: normal;"><br /></b>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Bilirsiniz binlerce yıl öncesinden gelen dinlerde bile ilk öğreti okumak üzerinedir. İnsanoğluna verilmiş en büyük yetilerden biri akıldır. Akıl yolunu bilgi ile bulur. Bir şeyi okumadan, başkalarının anlattıklarıyla yetinerek özümsemek akıl sahibi insan için en büyük hatadır. </span></div>
<b style="font-weight: normal;"><br /></b>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Bana sorarsanız insan önce ayırt etmeden okumalı. Okudukça insan kendine yakın hissettiklerini bir kenara ayırır. Ama diğerleriyle de okuma anteramanı yaparken farklı görüşler ya da yapılar hakkında fikir sahibi olur. Örneğin çözemediğiniz sorunlarınız var ama bunları en yakın arkadaşınıza bile anlatamıyorsunuz ya da bunları paylaşacağınız bir arkadaşınız dahi yok kendi kendinize karamsarlığa düşeceğinize araştırın, alın konuyla ilgili bir kitap, bu sıkıntıyı yaşayan tek kişi olmadığınızı anlayın. Ya da platonik bir aşk yaşıyorsunuz içinize kapandınız, hatta aşk yok hayatınızda, alın bir romantik seri ah off yapmaktansa keyifle okuyun değil mi? Daha neler neler…</span></div>
<b style="font-weight: normal;"><br /></b>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Mesela ben ikinci kızıma hamileyim 5.yaşındaki kızıma kardeşini beklerken kıskançlık gelişmesin, kendini dışlaşmış hissetmesin diye nasıl bir yol izlemem gerektiğine dair bir iki kitap edinmiştim. Ayrıca ona da çok güzel bir hikaye kitabı bulmuştum. Kardeşini bekleyen bir çocuğun hikayesini anlatan. Bu arada i o pek kıskanmadı kitaplar işe yaradı ama sonradan gelen fena oldu o da ayrı!!!</span></div>
<b style="font-weight: normal;"><br /></b>
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Ayrıca insanın okuduklarını paylaşması gerektiğine inanırım. Bugün benim kütüphanemdeki kitaplar çevremdeki tüm dostlarıma açıktır. Bana göre kitap ödünç verilmesi ve ödünç alınması gereken bir şeydir. Bunun için KİTAP OKUMAK İSTER MİSİN? yapısı benim büyük beğenimi kazanmıştır. Blogumda da bu konudan bir kaç kez bahsettim. Ben büyük bir şehirde yaşadığım için bir çok yayına kolaylıkla ulaşabiliyorum. Neredeyse her köşe başı alışveriş merkezi buralarda...ve içlerinde bir çok kitapçı var. Buna rağmen bu tarz sosyal sorumluluk projelerinin içinde her zaman yer almak isterim. Her şehirde ve bir çok semtte de, her ne kadar dijitalleşşek de, kütüphanelerin olması gerektiğini düşünürüm. Çünkü okumak AKIL ı özgürleştirir. Okuyan birey özgür düşünür, edindiği bilgiler doğrultusunda kendi kararları verebilir. </span></div>
<br />
<div dir="ltr" style="line-height: 1.38; margin-bottom: 0pt; margin-top: 0pt;">
<span style="background-color: transparent; color: black; font-family: Arial; font-size: 15px; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; text-decoration: none; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Bu konuyla ilgili sizlerin de düşüncelerini öğrenmek isterim, gerçi bu blogu takip ediyorsanız muhtemelen aynı yoldayız ama yorumlarınız beni mutlu eder. </span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-68036235950476212142015-02-11T22:42:00.001-08:002015-02-12T03:57:46.544-08:00AT KIZ / TÜRKAN SAYLAN<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirXv14FkkAOPtVYxQWyMRsVYEuwsufLPWrf5Hu1lcybn9SQH3aw1yE_0N76y0ivlXA3eCrfowxCqxGV2aj7bCtnstSHYCRL6Lz3DJsmXXw6jRWbiATkJOCaG1V3X2MVQm0TC6UeDwhyHvT/s1600/IMG_20150212_074735.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirXv14FkkAOPtVYxQWyMRsVYEuwsufLPWrf5Hu1lcybn9SQH3aw1yE_0N76y0ivlXA3eCrfowxCqxGV2aj7bCtnstSHYCRL6Lz3DJsmXXw6jRWbiATkJOCaG1V3X2MVQm0TC6UeDwhyHvT/s1600/IMG_20150212_074735.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
Tek tek gittiler, hala daha gidiyorlar. Genç cumhuriyetin örnek kadınları. dört gün önce Müzeyyen Senar'ı da kaybettik. Bu kadınlar dobra, çektikleri acılardan yılmayan, dimdik durabilen, bulundukları alanda ışıldayan kadınlar. İşte bu kadınlardan biri de TÜRKAN SAYLAN'dı.<br />
<br />
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kurucusu, anne, doktor, akademisyen, eğitimci ve yazar TÜRKAN SAYLAN yaşam hikayesi ve Türkiye'nin çağdaşlaşması, özellikle kadınların da eşit şartlarda okuyabilmesi için gösterdiği çabalarla ödüllendirilmesi gereken bir düşünürken, hayatının son dönemlerini maalesef sıkıntılı geçirdi.<br />
<br />
İki hafta önce kütüphane ziyaretimde aldığım kitaplardan biri de kendi kaleminden çocukluğunu ve gençliğini anlattığı AT KIZ'dı. "Anı" tarzda kaleme aldığı kitapta bu değerli insan, cumhuriyetin ilk yıllarını, Türkiye'nin ikinci dünya savaşı döneminde yaşadığı zorlukları, o dönemdeki İstanbul'un toplumsal yaşamını sade bir dille aktarmış.<br />
<br />
Türkan Saylan'ın babası Fasih Saylan çocuk yaşta Balkan savaşında gazi olmuş, ardından Almanya'ya tedaviye gönderilmiş, eğitimini orada tamamlamış, mühendis olmuş ve ülkesine dönmüş. İsviçre'li eşini Türkiye'ye getirmiş, eşi müslüman olmuş ve adını değiştirmiş, Kuran-ı ingilizcesinden okumuş, Türk örf ve adetlerine bağlı bir kadın olmuş. Bu çiftin beş çocukları dünyaya gelmiş. En büyükleri Türkan. Babası onu duruşu nedeniyle AT KIZIM diye severmiş. kitap boyunca babasının onu hep ayrı bir yere koyduğunu okuyoruz. Evde bir de babaanne var. Klasik Türk ailesi evi. Babaanne diğer oğlunu Balkan savaşında kaybedince tek Fasih kalıyor. Onun üstüne titriyor. Gelin de gelince evde zaman zaman iki kadının rekabeti hissediliyor. Türkan'ın annesi katı Alman disiplinine sahip bir kadın. Çocuklarını da bu titizlikte yetiştiriyor.<br />
<br />
Kitapta çok şenlikli çocukluk dönemine şahitlik ediyoruz. O dönemin çocuklarının eğlenceleri, eğitimleri, mahalleli ilişkileri net hatıralar şeklinde aktarılmış. Gıpta ettim. Bazen ben dün ne yediğimi bile unutabilirken ilkokul arkadaşlarını bile sınıf numaralarıyla hatırlaması kıskandırdı beni.<br />
<br />
AT KIZ da dikkatimi çeken bölümlerden biri de din öğretmenleriyle ilgili bölümdü. İki erkek kardeşi Galatasaray'a gidip okumayı sökünce babaları okulun Türkçe öğretmeni Hafız Ahmet Bey'i özel din dersi öğretmeni olarak eve alıyor. Bir yıl boyunca her hafta sonu beş kardeşe din dersi veriyor. Çocuklara din tarihini, namazı, abdesti ve sureleri öğreten Hafız Ahmet Bey onların için bir öğretmenden öte bir dost bir amca oluyor. "Çocuklar anlamını bilmediğiniz bir şeyi sakın ezberlemeyin" diyor. Sureleri ezberletirken, önce hepsinin anlamını hatta hikayesini anlatıyor. "Çalışmak ibadettir." diyor. Çocuklara Allah korkusunu değil, sevgilisini aşılayıp Hz.Muhammed ile ilgili güzel öyküler anlatıyor. Türkan kitabında diyor ki "...onun öğrettiği sureleri hiç unutmadım. "<br />
<br />
Bunun gibi birçok ilginç anının yer aldığı kitap, özellikle kendi kaleminden yazıldığı için benim için değerliydi. Bugünün karmaşa ortamında, Cumhuriyetin ilk yıllarını anlatan bu tarz kitapların daha çok okunması gerektiğini düşünüyorum.<br />
<br />
Sevgilerimle,<br />
<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI AT KIZ<br />
<br />
KİTABIN YAZARI TÜRKAN SAYLAN<br />
<br />
YAYINEVİ CUMHURİYET YAYINLARI<br />
<br />
SAYFA SAYISI 178<br />
<br />
BASKI YILI 2008<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-21243949349676121052015-02-09T04:57:00.001-08:002015-02-09T04:57:57.833-08:00YAZMA SANATI / STEPHEN KING<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7ce9lDSpwrnwG0wmk1Bcr6tpQgQNt32RoxaUnGNdl-H6JJLrkUNMsnVPDo2tLa-AcMo1YXz-DdSUnP_e4gy4e-YGFe6UQTQKA6lYX1oyjkdXMynIgCykVGiXEsIJzFu8_Lzl3kNjoVUaf/s1600/IMG_20150209_141920.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7ce9lDSpwrnwG0wmk1Bcr6tpQgQNt32RoxaUnGNdl-H6JJLrkUNMsnVPDo2tLa-AcMo1YXz-DdSUnP_e4gy4e-YGFe6UQTQKA6lYX1oyjkdXMynIgCykVGiXEsIJzFu8_Lzl3kNjoVUaf/s1600/IMG_20150209_141920.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
Tanıtmak için heyecanlandığım kitaplar oluyor. Ah bir an önce okuyup tamamlıyayım ve hemen bloğumda paylaşayım istiyorum. İşte bu kitap da onlardan biri. Bir adamın kendini anlattığı bunu yaparken yazma serüvenini paylaştığı güzel bir eser. Yazmak isteyenler için çalışma metodları, tavsiyelerle ve gerçekçi bazı uyarılarla kendi gelme hissi uyandıran bir kitap YAZMA SANATI.<br />
<br />
Bazılarımız sadece okumaktan keyif alır. Bazılarımız ise okurken ipuçları yakalar çünkü o da yazmak ister. Ben işte bu ikinci gruba giriyorum. Okumaktan çok keyif aldım küçüklüğümden beri. Ama yazmak beni kurtarıyor. Nefes aldığımı hissediyorum. Ancak doğru şekilde yazmayı yeni yeni öğreniyorum. Bu bir çok konuda verilen örnek YÜZMEYİ ÖĞRENME gibi bir şey. Önce korkuyorsun, çeşitli bahaneler buluyorsun, bu sana seneler kaybettiriyor. Sonra acaba ben de yapabilir miyim ki demeye başlıyorsun. Sonra ustaların tecrübelerinden faydalanmak istiyorsun ve şanslıysan böyle kitaplara rastlıyorsun.<br />
<br />
Stephen King zor bir çocukluk geçirmiş. Kitapta biraz espriyle karışık çocukluk anılardan bahsediyor ama o sayfaları okurken neden korku - macera türünden yazmaya karar verdiğini anlıyorsunuz. Bir bakıcı anısı var ki akıllara zarar. Annesi ve babası çok küçükken ayrılıyor. Annesi iki çocuğun geçimini sağlamak için çeşitli işlerde çalışmak zorunda. Bir çok bakıcı geliyor geçiyor. Bir tanesi küçük Stephen'ın kafasına oturup suratına gaz çıkaracak kadar sadist. Sadece bu da değil sevgili abisi de çocukluk şakalarını biraz abartabiliyor. Annesi ise henüz altı yaşındaki çocuğuna şahit olduğu bir intihar vakasını ve gördüklerini rahatlıkla anlatacak kadar rahat bir kadın. Neyse fena olmamış en azından bu durumdan bir Stephen King çıkmış. Ve bu adamın kaleminden Esaratin Bedeli, Yeşil Yol, Carrie gibi başyapıtlar oluşmuş.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAtZIr6G1tm40Ajx-kYNz3L1xv0d-hkJBEtSrG3zqTz3CibMaszkPGw7bJoYCJUCjvYWnB5lST1MeRIf700_vCBpdCoP5L0FyTYb0TzAL5dqUI227hojpgn2rP8Fuyvwuwur5Uk2DsMAWq/s1600/images+(1).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAtZIr6G1tm40Ajx-kYNz3L1xv0d-hkJBEtSrG3zqTz3CibMaszkPGw7bJoYCJUCjvYWnB5lST1MeRIf700_vCBpdCoP5L0FyTYb0TzAL5dqUI227hojpgn2rP8Fuyvwuwur5Uk2DsMAWq/s1600/images+(1).jpg" /></a></div>
<br />
<br />
Stephen King iyi yazmanın iki kuralı olduğundan bahsediyor. İlki çok okumak, ikincisi hergün düzenli yazmak. "Eğer kitap okumaya vaktiniz yoksa yazı yazacak donanımınız ve de zamanınız da yoktur." diyor.<br />
<br />
Kitabın arka kapak tanıtımında,<br />
<br />
"Yıllarca, odamın ortasında duran masif, meşe antika bir çalışma masasına sahip olmayı düşledim... 1981'de hayalimdeki masaya kavuştum ve onu evimin arka tarafındaki geniş, aydınlık çalışma odamın ortasına yerleştirdim. Ve tam altı yıl o masanın ardında hiçbir şey yapmadan sarhoş ya da kafam dumanlı oturdum...<br />
Alkol ve uyuşturucundan kurtulduktan sonra aklımı başıma topladım ve o çirkinlik abidesini oturma odasına taşıtıp başımdam def ettim...<br />
İşe şöyle başlayın: masanızı odanızın en dipteki köşesine yerleştirin ve her yzı yazmaya ourduğunzda, masının neden ortasında durmadığını kendinize hatırlatın. Laşam, sanatı destekleme sistemi değildir. Bunun tam aksidir."<br />
<br />
Yazarın beni şaşırtan yöne çok zorluk yaşamış, çok dip yapmış olmasına ragmen tekrar ayakta durmayı başarabilmiş olmasıdır. Ve tek eşli olmasıdır. Sanıyorum bu zor yıllarda hep yanında güçlü bir kadın olması ve ona tutunabilmesi var olmasını sağlamış. Tabii bu kadın aynı zamanda Stephen King.in bilinen en ünlü kurgu yazarı olmasını sağlayan CARRIE.nin hikayesini çöpten çıkarıp "Burada güzel bir şey yakalamışsın devam et vazgeçme" diyen kadındır.<br />
<br />
Bir ipucu vereyim kitap buna benzer bir çok ilginç hikaye ile ilgili dolu. Yazarı yakından tanımak, yazma serüvenine şahitlit etmek, dünyanın öbür ucunda da olsa, okumaya sevdalı, heyecanlı aynı zamanda bir ebevyn olarak ortak kaygıları taşıdığınıza şahitlik etmek isterseniz. Hemen alın okuyun derim. Benim yazarlık yolunda başucu kitabım oldu bile. Hatta yukarıda saydığım BESTSELLER.ların yıllar önce izlediğim filmlerini de tekrar izleme kararı aldım.<br />
<br />
Sevgilerimle,<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-52043466769147747022015-01-31T06:57:00.000-08:002015-01-31T06:57:25.441-08:00AVCISINI TAŞIYAN CEYLAN / ERKAN ASLAN <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBwCz-x6dTf83Lc4rFW6RQgr1-Fa1VmvKhOy6Jn_J_4ma7umrN57fUymRKa313naDziPl2m8Y2-cvF6mxpXPKYQZuPL7JJM3beVBHcs7aEvzyUHPIxzh49ZYqt7iIT88T-QyHkdJGkZWv4/s1600/IMG_20150131_161925.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBwCz-x6dTf83Lc4rFW6RQgr1-Fa1VmvKhOy6Jn_J_4ma7umrN57fUymRKa313naDziPl2m8Y2-cvF6mxpXPKYQZuPL7JJM3beVBHcs7aEvzyUHPIxzh49ZYqt7iIT88T-QyHkdJGkZWv4/s1600/IMG_20150131_161925.jpg" height="320" width="251" /></a></div>
<br />
<br />
Fırsat buldukça yeni yazarlardan okumak isterim. Kitapyurdu'ndan kitap seçerken yayınevi değişikliği nedeniyle ikinci kez baskıya girmiş bir öykü kitabı dikkatimi çekti. İlk baskısını Alakarga yayınlarından yapmış, şimdi ise Dedalus Kitap tarafından ikinci baskısı yapılmış bir öykü kitabı elimdeki. Yazar Erkan Aslan.<br />
<br />
Öykü kitaplarının farklı bir değeri vardır benim için. Aslında her yazar için de öyle sanırım. Çünkü okudukça ve araştırdıkça görüyorum ki hikayecilik öykü ile başlıyor. Birçok ünlü yazarımız önce öyküleriyle varolmuş, ustalaşmış. Öyküler okuyucusuna düşünceye yönelik daha ucu açık alanlar tanıyor. Bir diğer açıdan da yazara romana geçiş için iyi bir anteraman alanı sağlıyor. Ben de ilerde yazmayı düşleyen bir aday olarak mümkün olduğunca farklı tarzda yazardan, değişik türlerden okumak istiyorum.<br />
<br />
Tesadüf bu ya kitabı elime aldığım günlerde sabah haberlerinde spiker Türkiye'nin demografik yapısına dair bir araştırmanın sonuçlarını paylaşıyordu. Ülke nüfusunun hızla artışı, yaşadığım şehir İstanbul'un Türkiye ortalamalarının çok çok üstünde bir nüfüsa sahip olduğu bir ilin göç aldığı ancak on kadar ilin şehir dışına göç verdiğini belirtiyordu. Bu kitapla ilgisi de bu haberin işte burada başlıyordu benim için. Hızla göç veren şehirlerden biri de KARS idi. Neden göç veriyor çünkü insanı çalışacak yer bulamıyor. Çünkü bu bir kaç ilde fabrika yok, sanayi yok, hayvancılık yok denecek kadar az. İşte yazarımızın ERKAN ASLAN bu şehrin bir çocuğu. Şehrin yaşadığı bu ekonomik sorunlar onun hikayelerine de yansımış...<br />
<br />
AVCISINI TAŞIYAN CEYLAN'da çok şiirsel dilde öyküler okudum. Hayal dünyası çok zengin bir çocukluğa şahit oldum. Anadolu'da insanın yaşama ve varolma çilesi bu öykülerde şiirsel bir dilde işlenmiş. Hasret var, acı var, töre var, geçim zorluğu var. Ama aynı zamanda bir çocuğun zihninden zamansız hatıralar var. Dolayısıyla bu öyküler beni aldı kendi çocukluğuma götürdü. Küçükken düzenli olarak Urfa'ya yaptığımız seyahatleri, dedemin dizine oturup dinlediğim masalları hatırladım. Aynı zamanda ninemin kederli kederli tütün sarışını. O zaman bilemezdim ki herkesin zamanın birinde yaşamın acılı bir neferi olduğunu.<br />
<br />
Yeni bir kalemden farklı bir tarzda öyküler okumak isterseniz tavsiye edirim. Sevgiyle kalın.<br />
<br />
<br />
<br />
KİTABIN ADI AVCISINI TAŞIYAN CEYLAN<br />
<br />
YAZARI ERKAN ASLAN<br />
<br />
YAYINEVİ ALAKARGA<br />
<br />
YAYIN YILI 2012<br />
<br />
SAYFA SAYISI 86<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1275072334979674584.post-71953930407392820322015-01-30T13:22:00.001-08:002015-01-30T13:22:29.989-08:00AŞIK SEYRANİ / BİLMEM / GÜNÜN ŞİİRİ <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgt2HDr90l9_Z48r3J1pT-j2KdDircwsCE0H_gKWrPa_1l6JAm32uWfMv4PQ7Gv8QXqtASyd6WSf_Aurh7tmCUWdsDYdLi40ukfRPFxAf-rC2V3tRaQTV_6soe4QpZhJGFnshxK4adN0nT4/s1600/indir+(5).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgt2HDr90l9_Z48r3J1pT-j2KdDircwsCE0H_gKWrPa_1l6JAm32uWfMv4PQ7Gv8QXqtASyd6WSf_Aurh7tmCUWdsDYdLi40ukfRPFxAf-rC2V3tRaQTV_6soe4QpZhJGFnshxK4adN0nT4/s1600/indir+(5).jpg" height="266" width="400" /></a></div>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Küçükken aşık atışmalarını anlamazdım. Çok garip, anlamsız gelirdi. Ama bugün olaylara, hayata bir yetişkin gözüyle bakınca ne güzelmiş diyorum Anadolum. İnsanı güzel, zeki ve nüktedan. Eline sazı alan ise hem yetenekli hem de sözünü sakınmayan. Bugünkü şiirim AŞIK SEYRANİ'den olsun istedim. Kendisi 1800 lü yıllarda Kayseri'nin DEVELİ ilçesinde doğmuş fakir bir aileden gelmiş ancak medrese eğitimi görmüş nüktedan, sazı da sözü de kuvvetli bir Anadolu şairi imiş. Öyle ki bulunduğu dönemi, padişahı bile eliştirmekten geri durmayan sonraları adı DELİ SEYRANİ ye çıkan değerli bir saz şairi imiş. Ben BİLMEM şiirini seçtim. Bakalım beğenecek misiniz?</span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">BİLMEM </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bülbüle gül yarar, deveye diken </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Çiledir aşıkın boynunu büken </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Tarlasına haram tohumu eken </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Helal mahsulunu biçer mi bilmem. </span><br />
<br style="background-color: white; border: 0px none; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; margin: 0px; outline: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;" />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kimi mevtasına kefen biçmiyor </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kimi helal rızık yiyip içmiyor </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Yavrusundan köpek bile geçmiyor </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Halk Seyrani senden geçer mi bilmem </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Seyrani </span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/12038772190745545727noreply@blogger.com0