22 Aralık 2014 Pazartesi

HAYAL / AYŞE KULİN

Biraz geriden geliyor olabilirim ama HAYAL i okumadan HANDAN ı okuyamazdım! Hani insanın kendine koyduğu hedefler vardır ya benim de hedefim önce HAYAL i okumaktı. İyi ki de öyle yaptım. Sevdiğim yazarın yazarlık hikayesini kendi kaleminden  ve kendi kelimeleriyle okumak ne kadar keyif verdi. 

Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim Ayşe hanımın bir imza gününde mütavaziliği ile beni ne kadar etkilediğinden. Hayal'i okuyunca sanki onu daha yakından tanımış gibi oldum ve saygım bir kat daha arttı. Olgunluk döneminde yazarlık aşkıyla yanıp tutuşurken yaşadıklarına şahit olmak, böylesine güçlü bir kadın profiliyle karşılaşmak beni bir kadın olarak ayrıca mutlu etti. Ayrıca yazmayı seven ve yazmak isteyen biri olarak bana yılmadadan yazmayı fısıldadı.

Hayat her zaman mutlu etmiyor bizleri. Acılarıyla, haksızlıklarıyla sınıyor çoğu zaman. Ama olaya nasıl baktığınla ilgili herşey... Eğer kalkmayı bilirsen daha bir dolu dolu yaşıyorsun geri kalan zamanını, daha dik ve daha güçlü duruyorsun. 

İlk bakışta Ayşe Kulin hayata şanslı başlayanlardan. Varlıklı bir aile, güçlü ve kültürlü bir çevre, Allah vergisi güzellik ve zerafet, ailenin tek çocuğu olma şansı hepsi hepsi onun için. Amerikan Kolejinde sıkı bir eğitim ardından iyi bir mürvet o dönemde ingiltereye yerleşme ve varlıklı bir  hayat avantajları. Ta ki eşi onu en yakın arkadaşıyla aldatana kadar ve genç yaşta doğurup onlar için üniversiteyi terk ettiği iki oğlunu elinden alncaya kadar. Bence hayat bundan sonra başlıyor Ayşe Kulin için. Kendi ayakları üzerinde kalmayı, sevgili anneannesinin "Hayal bunlar" deyip geçtiği yazarlığın peşini hiç bırakmayışının hikayesini okuyoruz bu biyografik kitap boyunca.

Kitapta çok ilginç bölümler var ama beni en çok etkileyen iki bölüm var ki... ilki her bir romanının hikayesinden ayrı ayrı bahsetmesi merak uyandıran anılar bunlar, ikincisi de annesini kaybedişinin verdiği acılı anın anılarını anlattığı satırlar. Ağlayarak okudum. Anne babasının acısını tadan herkes bu satırları ağlayarak okuyacaktır eminim. 

Belki çok muhteşem bir yazar değildir size göre, belki şanslı doğduğu için malzemesi hep vardı ne yaptı fazladan diye düşünenleriniz vardır. Ben diyorum ki dört çocuğun annesi olması, iki kere boşanmış yılmamış olması, hep çok çalışması hedefine yürümesi, aldığı edebiyat ödülleri, sosyal sorumluluk projeleri, yeni romanlarının merakla beklenmesi ve çok satanlar listesinden düşmemesi onu değerli yapar.

Bu arada farklı bir not düşmek istiyorum. Kitaplarımı seçerken mutlaka okuyucu yorumlarını okurum. Çok farklı yorumlar vardır. Beğenen beğenmeyen eksik bulan... Hayal ile yorumları okurken biri dikkatimi çekti diyordu ki "Eğer yazarı tanımak istiyorsanız okuyun yoksa zamanınızı boşa harcamayın diğer kitaplarını okuyun." Ben ise hep şöyle düşünürüm; yazar romanyarında kendini yazar. Direkt olmasa da etkileşimlerini. Acılarını, savaşmalarını, mutluluklarını, merakını, geçmişini veçevresi. Yazarı tanımak cümlelerinidaha iyi tanımayı sağlar.

Neyse sözü fazla uzatmadan İyi ki böyle bir çevresi ve geçmişi varmış, iyi  ki yazmayı bırakmamış. Hayatını bize böyle apacık sunduğu için teşekkür ediyorum. Sizlerede keyifli okumalar diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder