18 Haziran 2015 Perşembe

KAYITSIZLIK ŞENLİĞİ / MİLAN KUNDERA







Kayıtsız kalamadığım bir roman okudum arkadaşlar...

Kayıtsız kalamadım çünkü geçmişte  Milan Kundera filmi izlemiş, romanı okumamıştım.  Can Yayınları yeni çıkanlar arasında yazarın 2000 yılından beri yazdığı ilk kitap olduğunu öğrenince merakla aldım ve okudum.

Dört farklı karakterde, farklı kaygılar taşıyan arkadaşın hayatından kesitlerle, ortak bir noktada birleştiren, okurken insan olmanın ortak kaygılarına değinen enteresan bir romandı.

Romanla ilgili Cumhuriyet Gazatesi kitap ekindeki değerlendirme de çok başarılı aşağıda linkini paylaşıyorum.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kitap/269719/Milan_Kundera_dan_yeni_romani___Kayitsizlik_Senligi_.html

Ben kendimi o kadar yetkin bulmuyorum. sonuçta nacizane bir okuyucuyum. Ancak "nacizane bir okuyucu" olarak şunu söyleyebilirim ki OKUYUN. İlk başta biraz ağır gelebilir ancak her karakterle birlikte ortaya koyduğu durumlar o kadar insana dair ki şaşacaksınız. Örneğin ben romandaki karakterlerden birinin başından geçen olayı genelde yaşarım ve genelde aynı soruyu sorarım. olay şöyle...

Adam kaldırımda yürüyor. Kalabalık bir kaldırım. Kadın ve adam omuz omuza çarpışaracak geçiyorlar. adam dönüyor, kabahat kadın da olmasına rağmen "pardon" diyor. Kadın adamı dikkatsizliği nedeniyle azarlıyor. Adam sonra arkadaşına konudan dert yanıyor. Neden ben hep özür dilemek zorundayım?

Toplumda böyle değil midir? Bazen iyi niyet ve kibarlık suistimal edilir. Çocuğunuz, eşiniz de olabilir bu suistimali yapan iş arkadaşınız ya da böyle sokaktan alakasız bir iinsan da.

Bir başka aklımda kalan enterasan sahne var romandan...

iki arkadaş ortak bir yemek servis işindeler. Sosyetik bir toplantıda yemek servisi yapıyorlar. İçlerinden biri ansızın duruyor ve tavana doğru bakıyor. Dikkatini ağır ağır uçan bir tüy çekiyor. Salondaki herkes önce onun durduğunu ve sonra yukarıya doğru baktığını farkediyorlar. Tüyü görmüyorlar ama hepsi birden onun baktığı yöne beklentiyle dalıyorlar. 

İnsanın ne olduğunu bilmeden nasıl sürüye kalılıp gittiğinin örneklemesi değil midir bu tasvir? Belki yazar böyle düşünmemiştir ama ben okurken bu şekilde yorumladım.

Çeşitli yazarlar ve çeşitli kitaplar okudukça fark ediyorum ki bazıları sabun köpüğü gibi dağılıp gidiyor. Bazıları ise etkileyici yönleriyle hafızama kazılıyor.

Keyifli okumalar,




KİTAP                             KAYITSIZLIK ŞENLİĞİ

YAZAR                          MİLAN KUNDERA

YAYINEVİ                    CAN YAYINLARI

YAYIN TARİHİ            2015

SAYFA SAYISI            112