26 Eylül 2015 Cumartesi

GERÇEK ÖZGÜRLÜK / DOĞAN CÜCELOĞLU



"Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır." YUNUS EMRE

Bugün sizlere çok değer verdiğim birine hediye olarak aldığım ama sonra yine bana dönen bir kitabı tanıtmak istiyorum.  Kitabın her bölüm başında yukarıda yaptığım alıntı gibi bölümde işlenecek konulara anafikir oluşturacak özlü sözler mevcut. örneğin yukarıda büyük halk ozanı YUNUS EMRE'nin sözü. Çağılar öncesinden olsa da ne kadar doğru ne kadar insana özgü değil mi?


Kitabın yazarı, ünlü psikolog Doğan Cüceloğlu üniversite yıllarında tanıdığm bir yazar. Hep bu tabiri kullanıyorum okuğum yazarlarla sanmayın kendileri şahsen tanıyorum. Bir çoğu ile fiziksel olarak karşılaşmadım bile. Ama ben zaten kişinin kendisiyle değil yazdıklarıyla ilgilenenlerdenim. Tanımak benim için kitapları aracıyla tanışmak, iletişime geçmektir.

Neyse efendim... O gün bu gün yazarn kitapların okurum. Her kitapla yeni bir ben olurum. Doğru bildiğim yanlışlar insan olmanın getirdiği zorlukları nasıl kolaylaştırabileceğimi bu kitaplarla öğrenmeye çalışırım. Sosyal bir canlı olmak zor. Doğduğumuz andan itibaren sürekli etkileşim içine giriyoruz. Sevdiklerimiz bile bizi korumak, sevmek, ilgilenmek isterken farkında bile olmadan sıkıntılara sürükleyebiliyor. Kimi zaman nefes alamaz, çözüm üretemez hale geliyor, hayatın bizi ne kadar zorladığını düşünüyoruz. İşte bu dönemlerde Doğan Cüceloğlu'nun mesleğindeki uzmanlığı, insancıl yaklaşımı, ülkemizde ve uzun yıllarını geçirdiği Amerika'da edindiği deneyimleri & gözlemleriyle ortaya koyduğu kitaplar ilaç gibi geliyor. Sadece mesleğinde edindiği deneyimlerle kalmayıp kendi hayatından da ortaya koyduğu tecrübeler ders verir nitelikte. Bu kitaplar sayesinde yaşadığımız sıkıntıların bize özel olmadığını, farklı insanların çok daha farklı ve zor durumlarla karşılaştığını ve nasıl çıkar yollar bulduğunu deneyimliyoruz. Dolayısıyla zaman zaman karanlık bulutlarla kaplı hayatlar yeni bakış açısıyla aydınlık bir güne dönüşebiliyor. Benim için gerçekten bu kadar iddalı ve bu kadar net...

Gerçi benim bu kitabı hediye ettiğim kişi kitabı tamamlayamadan bana iade etti. Keşke okusaydı. Eminim ki açıp açıp tekrar okumak isteyeceği bölümler olacaktı. Açıkcası kitabın bazı bölümleri ders kitabı niteliğinde, Diğer kitaplarında olmadığı kadar çok akademisyen bir tavır hissettim. Ancak sabır gösterip okumaya devam edildiğinde ve burada aktarılanlar hayata uygulandığında farklı bir bakış açısı kazanıldığı kesin.

Aslında psikoloji açısında karmaşık olabilecek konu başlıkları öğretici dinleyici mantığında hikayeleştirilerek karakterlere anlattırılmış.  Hikaye  Anadolu'dan gelmiş İstanbul'da psikoloji okuyan genç bir delikanlının aynı bölümde okuyan hayran olduğu doğma büyüme İstanbul'lu farklı koşullara sahip sınıf arkadaşına aşkını itiraf etmesi ve hiç beklemediği şekilde reddedilmesiyle başlıyor. Bu görüşmenin ardından şans eseri karşılaştığı yaşlı, bilge adam  GERÇEK ÖZGÜRLÜĞÜ bulmasında yardımcı oluyor. Bu bu yolculuğa onlarla birlikte bizler de dahil oluyoruz.

Kitapta özellikle hoşladığım bir kaç nokta var. Gerçek karakterlerin hayat hikayelerinden örnekler verilmiş. Kerim Altınok - Selim Altınok gibi. Her bölümde yukarıda da belirttiğim gibi bölüm için anafikir oluşturacak  alıntı sözler kullanılmış. Karakterler her bölümde İstanbul'un farklı mekanlarında buluşuyor ve sohbetlerini yapıyorlar. Bu da hayatını yeniden keşfederken şehri de yeniden keşfetmek duygusu oluşturuyor.

Siz de GERÇEK ÖZGÜRLÜK yoluna çıkmayı düşünüyorsanız bu kitaptan başlayın derim. Keyifli okumalar...

KİTABIN ADI           GERÇEK ÖZGÜRLÜK

KİTABIN YAZARI   DOĞAN CÜCELOĞLU

YAYINEVİ                REMZİ KİTABEVİ

YILI                           2014

SAYFA SAYISI        327


14 Eylül 2015 Pazartesi

BİR EĞİTİMCİNİN ÖYKÜSÜ / HESABALİ TURAN



"Anı biriktirmek" ciddi bir iştir arkadaşlar. İnsan "kemale erme" yolundayken daha iyi farkediyor bu gerçeği. Anıları olmayan insan içi boş bir kutu gibi misal. Her anı doya doya yaşamalı, her andan zevk ve ders alabilmeli insan.  Belki diğer önemli bir nokta da bu anılarını sevdiklerine aktarabilmeli.

Küçük şeylere anlam yükleme alışkanlığı ( ya da oyunu) diyelim benim bu yaptığıma. Bir kaleme, bir yüzüğe, bir çerçeveye, bir kitaba... Anlamlı olduğunda daha değerli oluyor o şey benim için. İşte yukarıda fotoğrafı yer alan anı kitabı da aynen bu sebebten değerlidir benim için.

Rahmetli kayınpederim kitapta yer alan coğrafyada doğmuş büyümüş,  yazar Hesabi Turan'ın geçtiği yollardan geçmiş, öğretmen lisesi mezunu bir eğitimciydi. Hep anlatırdı benzer anılarını. Büyük şehirde yaşamakla Anadolu'nun ücra köşelerinde varolmaya çalışmanın farkını ısrarla vurgulardı. Rahmetli olmadan bir yıl önce eşim bu anı kitabını bulmuş ve babasına hediye etmişti. O kadar etkilenmişti ki. "Benim yaşadıklarımı, benim anılarımı yazmış sanki" demişti. Şimdi kendisini rahmetle anarken bu kitabı ben de okudum, "büyükşehir ve anadolu" derken neler söylemek istediğini daha iyi anladım.

Bugün farklı bir zamanda, çok farklı koşullarda yaşıyor olabiliriz ama geldiğimiz noktaya nasıl ulaştığımızı anlamamız ve o dönemin ruhunu içimize sindirmemiz önemli. Tarihini, bırakın uzak geçmiş tarihi yakın geçmişini bilmeyen bir genç toplum bizi nereye götürebilir? Koşullarımızdan şikayet etmeden önce Cumhuriyet"in temellerini atan eğitimci, mühendis, hukukçu, bilim adamı vb. kişilerin nasıl koşullarda eğitim aldığını ve ülkeyi nereye getirdiklerini bilmemiz şart.

Düz yazıya yakın bir tarz da kaleme alınmış bu anı kitabında dün ile ilgili bilgi sahibi olurken bugüne dair dersler çıkartacaksınız. Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan bu kitap çok da cüzi bir fiyata satılmakta. Alın ve mutlaka okuyun derim.

Sevgilerimle,


KİTABIN ADI :    Bir Eğitimcinin Öyküsü

YAZARI:      Hesabali Turan

YAYINEVİ :   Yapı Kredi Yayınları

SAYFA :          194