21 Şubat 2014 Cuma

Ah Jane Austen sen olmasan biz ne olurduk?

Bu kadınla ilk tanıştığım andan itibaren hayranım. Yaşadığı çağ ile yaşadığım çağı, kadının konumunu karşılaştırmak mümkün değil. Tabii halen sıkıntılarımız var ama o yıllarla mukayese bile edilmez. Ama sevgili Jane öyle güzel karakterlerle dönemi ve aşkı anlatmıştır ki...

Özellikle de AŞK VE GURUR orjinal adıyla PRİDE and PREJUDICE. Benim kitaplığımın baş köşesindedir, ilerde kızlarımın ilgisini çeker mi onlarda okur mu bilmem ama ben zaman zaman açıp 60 yaşıma da gelsem tekrar tekrar okuyacağım eminim.

Jane'nin romanlarımda dikkati çekem en önemli nokta baş kahramanın masalsı olmaması. Açıklamak gerekirse olağan üstü değil sıradan biri. Muhteşem güzel değil, harika yetenekleri yok, herkesi parmağında oynatacak bir karakter değil... ama idealleri olan çizgisini bozmayan hikayenin sonunda kendisi de ders alırken çevresine de ders veren içimizden bir karakter. Yüzyıllar önce de yaşamış olsa sanki bugün yanınızda nefes alıyormuş gibi bir karakter. İşte bu yüzdendir ya günümüzün aşk romanlarından çok farklı yerdedir Jane Austen romanları.

İmkanınız varsa orjinalinden okumanızı isterim her romanı. Ama eğer yoksa biz burada çeviri konusunda şanslıyız, alın bir yerden ve hemen okuyun derim.  Bu arada çok uygun fiyata yeni baskılarının çıktığını da müjdeliyeyim.

İyi okumalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder