7 Ağustos 2014 Perşembe

KAIKEN / Jean - Christophe GRANGE




Polisiye roman dediğinizde ilk aklıma gelen yazar Jean-Christophe GRANGE olur. Adamın hastayım (argo tabirle 3 yaşımdan beri :))Bu tarzda Türk yazarlardan da Ahmet Ümit'in hemen hemen tüm kitaplarını okumuşumdur ama Ahmet Ümit kızmasın hepsinde daha ortadayken katili hep tahmin ederim. Ama Jean - Christophe hep ters köşe yapar. Belki de bunun için onun kitaplarını seviyorum.

Kitaplarında hep bir sorunlu polis vardır. Bir de sorunlu yardımcısı ama... isimleri farklıdır ama karakterleri bir birine yakındır. Tabii düşününce nasıl olmasın ki? Cinayet şubede çalışan polis şeflerinin normal olması ne kadar beklenebilir ki? Bizde severek takip ettim bir BEHZAT Ç. vardı. Belki yazımı okuyanlar arasında hayranları vardır. Düşünün bu romanlardaki kahramanlar da o tarz işte.

Neyse...

Kaiken. Aslında büyük kızımın yaz roman seçimlerinden oldu. Kendisi uzun yıllardır AİKİDO sporuyla ilgileniyor. Dolayısıyla ismi ve kültürü dolayısıyla onun ilgisini çekti. Ben de okumamıştım. Ondan sonra bir de ben okudum. Birer hafta da bitirdik. Tarzı itibariyle sürükleyiciydi. Ama bana göre bir kaç sorun vardı. onlardan yazımın sonunda kısaca bahsedeceğim.

Japon kültürü dedim doğru ama hikaye Paris / Fransa'da geçiyor. Japonlara hayran bir Fransız polis memuru, kültürünün kurallarından uzaklaşmaya çalışan modern Japon bir modelle evleniyor. Burada karakter analizleri geçmişte neler yaşadıkları ve geldikleri nokta güzel anlatılmış. ruh hallerine dalabiliyorsunuz. İki çocukları oluyor ama zaman içinde bozulan ilişkileri onları boşanma noktasına getiyor. Bu arada manyak bir katilimiz var. Zaten kitap onu kovalama sahnesiyle açılıyor ve tabii tüm dünyada olduğu gibi yasalar suçlunun yanında. polisimizin düştüğü zor durum hem mesleki, hem hukuki, hem de ailevi açıdan gerçekten kötü. Neyse olay böyle devam ederken birden kitap öyle bir yön değiştiriyor ki şok oluyorsunuz.

Farkındaysanız çok detaya girmiyorum. Heyecanla okumanın tadını kaçırmak istemiyorum. Bu kadar bilgi yeterli. Bence neden sorun vardı? Hikayeyi bir yerden alıp ortadan sonra başka bir noktaya süreklemek, başlangıçtaki olayın hakkettiği bitişi vermemek, sonrasındaki hikayeyi de basite indirgemiş. Ne diyeyim bu işler zor, okumak kolay ama yazmak, araştırmak, sürekliyici kılacak dengeyi tutturmak kolay değil. Ama yine de ben zaman kaybı olduğunu düşünmüyorum.

Kitap okuyun, kafanızı dağıtın, hangi tarz seviyorsanız onu okuyun. Yeni bir şeyler öğrenin. Özellikle büyük şehirlerde yaşıyorsanız. Stressle baş etmeye çalışıyorsanız. Kitaplar en büyük yardımcınız olacaktır.

Sevgilerimle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder